1 Ekim 2017 Pazar

Yazayim ama ne?

Son yazimin uzerinden 13 gun gecti. Hergun gun icinde sunu yazayim bunu yazayim diye kafama not ediyor, aksam olup da yazmak icin bos zamana kavustugumda ise kalakaliyorum. Gunlerimin kosturmacasindan sonra kafam sanki kazan olmus veya cok onemli gordugum meseleler siradanlasmis oluyor. Bir yanimi kemiren "aman canim millet senin hayatini ne yapsin" dusuncesi, diger yandan gelen "ama bak Helo'ya yazmistin, Nova icin hic kayit tutmuyorsun" seslerine karisiyor. Diger yandan okudugum bazi blog yazilarinda hayran oldugum edebi nitelikler benim yazilarimda ol(a)madigindan -bence duzenli ve istikrarli yazsam olur, cunku calistikca gelisiyor bu beceri- kendimi degersiz hissetmeme neden oluyor. Oysa benim blogumu ilk acma amacim yararlilikti. Isimde de normal hayatimda da benim icin cok hassas bir mevzu bu, etkilesimde bulundugum insanlara maksimum olcude yararli olmak. Eski yazilarimda nispeten tatmin oluyordum bunu yaptigima dair, simdikilerde ise bilemiyorum. Ne diyecektim, edebi olmaktan cok yararlilik icin bu blogu actigimi kendime daha sik hatirlatmaliyim.

Cok guzel bir pazar ogleden sonrasinda, sessiz evimde bilgisayardan yaziyorum bu postu. Ogleden sonra bir arkadasimla tursuluk malzeme almaya gidecegiz diye cocuklari babasi devraldi. Planimiz iptal olunca da sessiz bir ev bana kalmis oldu. Her zaman yapamadigim bazi isler yapacagim ama blog yazmayi onceye aldim, ne de olsa bu da her zaman yapamadigim bir is :)

Lafi geveledigimin farkindayim, ne yazsam bilemiyorum suan. Son zamanlarda yasadiklarimdan itibaren dusundugum cok konu var. Bunlardan biri kotu insan-iyi insan olmak uzerine. Bazen oyle haberler duyuyoruz ki (ozellikle isin icinde cocuklar varsa) insan nasil bu kadar kotu kalpli olabilir diye aklim almiyor. Hemen suclamaya geciyoruz, iste polis gorevini yapmiyor, adalet adil davranmiyor, bu kotu insanlar da gitgide aziyor... gibi. Halbuki hepsi duzgun calissa insanlik iyiye gidecek, dunya tamamen iyi insanlardan olusan bir yere donusecek gibi bir algi doguyor. Buna ne kadar uzulsem de inanmiyorum cunku goz onune almamiz gereken bir husus var, insanin yaratilisi geregi, icimizde seytan var. Yani biz hem "yin" iceriyoruz hem "yang"; hem seytan hem melek. Insanligin var olusundan beri iyi insanlar da oldu kotuler de, dolayisiyla bu catismalardan dogan kiyimlar da. Fakat diger yandan bakinca da nispeten daha ilimli yasayan bunlari asmis gibi gorunen toplumlar da var. Elbette o toplumdaki insanlarin varligindaki seytani taraf tamamen yok olmamistir, bazi insanlar sadece bastirmis, bazilari tamamen silmis olabilir. Fakat bir sekilde toplum bazinda yogunlugu azalmistir. 

Bunun sebepleri neler olabilir. Elbette kisisel inanclar (dini inanislar vs) insani iyiye yonlendirmeye calisiyor ama su anki dunyada bunu saglayan en onemli guc hukuk. Insan hoslansin veya hoslanmasin toplumdaki diger insanlarin haklarina mudahale edemez. O toplulukta yasayacaksa ona itaat etmeli, yoksa gidip dag basinda pekala yasayabilir, gitsin yasasin. Ulkemizde ise ne yazik ki artmis gibi gorunen bu kotuculugun baslica nedeni bu. Nasilsa bir diger kotu hic bir ceza almiyor, nasilsa bazi kotuler his birsey olmamis gibi hayatlarina devam ediyor. Nasilsa iyi, sessiz, kendi halinde insanlarin kani emiliyor... 

Bir digeri ise refah seviyesi. Insanlar yasam sartlari iyilestiginde, hem maddi hem manevi tatmine ulastiginda, icsel bir huzura ulasir, haliyle baska insanlara daha az bulasir. Elbette elindekiyle yetinmeyen insanlar hep olacaktir. Fakat ayni aslanin agzindan ekmeyi kapmaya calisan on kisi varsa, haliyle o on kisi birbirine dusman olacaktir. Iste ulkemin bir diger problemi, her alanda bir rekabet ortaminin olmasi. Is hayatinda, saglik/egitim gibi tum sosyal hizmetlerde toplum geneline yayilamayan esitsizlik. Bu kolay bir is degil elbette ama minumum hizmeti herkese ulastirmak onemli.

Bu soylediklerimi bir yonetici duysa soyle der, "biz sunu yaptik begenmediler, bunu yaptik daha cok istediler, vatandas asla tatmin olmaz, hicbir zaman memnun olmaz." Dogrudur cunku toplumun bir diger eksikligi de empati, insaniyet bilinci ve egitim. Bugun surus dersi hocam soyle dedi; Turkiye haber kanalinda gordum, birisi buldugu 2000-3000 tl gibi bir parayi sahibine ulastirmis diye, bangir bangir haber yapiyorlar. Oysa bu dogal olan sey olmaliydi, sasirilan, vurgu yapilma ihtiyaci olan sey degil. Iste bu oz degerlerimize donmemize ihtiyacimiz var. Bu nasil olacak, ornek olarak, egiterek ve hatta bence en onemlisi insanlara dusunmeyi ogreterek. Bir dusun bakalim bu yaptigin dogru mu, sana yapilsa hosuna gider mi? iste bunun gibi oz sorgulamayi unuttuk. Yoksa bazi temel konulardaki dogrular tum dunyada aynidir.

Icimizdeki seytana sahip olmak bizim zor sartlar altinda hayatta kalmamiza yardimci olacagi icin kacilmasi gereken bir durum degil. Onu da kabul edecegiz ama baska bir ozelligimiz daha var, akil. Akla sahip bir varlik olarak, aklimizi seytanin emrine sunmayacagiz. Iste her insan icindeki seytani aklinin kolesi yapabilirse, o zaman dunya cennete donusebilir.


18 yorum:

  1. "Millet benin hayatımı ne yapsın" demişsin ya. Ben bayılıyorum biliyor musun sıradan hayatları okumaya.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında ben de çok seviyorum, böyle günün telaşından uzaklaşıyorum, yeni fikirler ediniyorum. Çok iyi geliyor bana da.

      Bunu duymak çok hoş ayrıca <3

      Sil
  2. Hep yazmaya devam edin, takip etmek çok güzel oluyor.

    YanıtlaSil
  3. Ben de çok seviyorum gündelik hayatı okumayı ve bence çok da güzel yazıyorsunuz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sevindim bunu duyduğuma üşenmeyip yorum yazdığınız için minnettarım

      Sil
  4. Çok güzel yazıp özetlemişsin .
    Bulundugum yerde ise sizdeki gibi adalet yarım bile çalışmıyor :)
    İnsanlarda hep korku var , ama sizin korkulariniz gibi değil , ölüm korkusu ....
    Neyse... Okumaya devam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarken düşüncelerimin tamamını değil hafifletilmiş versiyonunu yazıyorum ben de ne yazık ki. Korku hepimizde farklı şekillerde var. Elbette ki ölüm korkusu en ağır olanı. Tez zamanda düzelmesini diliyorum Allahtan

      Sil
  5. Ben bir defasında öfkemizi sevmekle ilgili bir yazı yazmıştım. O da bizim duygumuz, sevgi, şefkat, merhamet sevdiğimiz duygularımız olduğundan onları yönetebiliyoruz. Bence öfke de şeytan da eksik yaptığımız şey onlardan nefret etmek. Şunu demeyi unutuyoruz: " Ben bir insanım, yeri geldiğinde öfkeleneceğim de yeri geldiğinde kötü de düşüneceğim. Ama hep farkına varacağım bunlar ile oynamanın." O zaman belki daha kolay olur her şey.
    Sevgiler, keyifle okuyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel söyledin, yaratılmış herşeyin bir sebebi faydası var, duygularımızın da öyle. Sadece farkında olup dengeyi bozmamaya çalışmalıyız

      Sil
  6. Yazılarınızı beğenerek okuyorum. Yurtdısında yasamanın zorlukları/avantajlarını özellikle de çocuklarınız açısından yazarsanız çok bilgilendirici olur.

    YanıtlaSil
  7. bencillik, çıkarcılık, menfaatçikik,zengin olcam diye yapılan bi sürü düzenbazlık aldı başını gidiyor. Ah birde kaz gelen yerden tavuk esirgenmiyor o da ayrı mesele😉😉

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tip davranışlara önem verenler oldukça devam edecek ne yazık ki :(

      Sil
  8. Anne baba olarak çocuklarımıza iyiyi güzeli seçmeyi, yanlışı doğruyu ayırt etmeyi öğreteceğiz, hayatın doğal akışında olacak bu, burunlarına sokar gibi değil de yaşayarak yaşatarak; işte tek yapabileceğimiz bu, bireysel hareket etmek. Lütfen yazı yazma konusunda bu kaygınızı uzak tutun kendinizden, aman edebiymiş değilmiş önemli olan paylaşmak değil mi? Bazen en büyük eleştiriyi kendimize yapıyoruz yazık değil mi bize de. Paylaşmaya devam. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok önemli bir noktaya parmak bastınjz, doğal akışta öğreteceğiz, biz öyle olacağız ki onlar da olsun. Belki kötülerin hakim olduğu yerde doğruluğumuz şimdi prim yapmayacak ama aslında en büyük yatırım da yapılmış olacak çocuklarımıza

      Sil
  9. Sen yaz biz okuruz :) severek okuruz ama yaz lütfen :)

    YanıtlaSil