16 Haziran 2009 Salı

# Düşünce Yazıları

Bir Önceki Postun Devamı

Bir önceki yazımda gelinliğimin fotolarını çekmiş, sizlere göstermiştim. Umarım olumsuz algılanmamıştır çünkü öyle bir amacım yoktu. Genelde gelinlikler kiralanır ve düğünden sonra iade edilir. İnanın gelinliğimi almaya gidene kadar ben de aynı fikirdeydim. Yolda bir anda fikrimi değiştirdim, ne olursa olsun alıcam dedim ve aldım.

Buraya kadar biraz evlilik hazırlığımdan bahsetmek istiyorum. Daha önce bir yazımda da bahsetmiş, özellikle Delfina'ya devamı için söz vermiştim. Sürekli düğün hazırlıklarıyla ilgili yazı aradığımdan ister istemez düşüncelerim bu yönde son zamanlarda.

2006 yılının 9 Eylül'ünde Ce ile evlendik. Öncesinde 8 yıllık birlikteliğimiz bulunuyordu. Daha öğrenciyken başlamıştı sevgimiz. İkimiz de akademisyen olmayı seçmiştik. Yüksek lisansa ardından doktoraya başladık, ben yüksek lisansa başladıktan 2 yıl sonra araştırma görevlisi kadrosuna girmeme rağmen, o 5 yıl sonra hala girememişti. Bölümlerimiz farklıydı. O da 3 kere şansını denedi ancak onun bölümünde olan haksızlıkları buraya yazsam şaşarsınız, hiç bahsetmeyeyim. Ama bölümleri eşim olduğu için demiyorum hayatım boyunca gördüğüm en büyük zekayı kaybetti. Sonunda üniversite eğitiminin ardından 5 yıl sonra hala işsiz olduğu için evlenemiyorduk. Çok stresli anlarımız oldu, çünkü özellikle bir erkek için işsiz olmak daha zor bir durum.

Eşim kendini tamamen farklı bir alana yönlendirdi, 1 yıl boyunca çok çalıştı ve sertifikalar falan aldı. Sonunda 2006 yılının başında bir işe girdi. İlk 5-6 ay maaşı asgari ücretten biraz fazlaydı. İşe girdikten 9 ay sonra da biz evlendik.

İkimiz de ailemizden yardım almak istemiyorduk. Zira bizi yıllarca okuttular, birşey istemeye yüzümüz yoktu. Ben çalışıyor olmama rağmen benim de pek birikimim yoktu çünkü annemin evine neredeyse baştan sona tadilat yaptırmıştım.

İşte bu 9 ay boyunca (nasıl altından kalktığımıza hala şaşarım) evimizi hazırladık ve nikahtan sonra sıfır borçla yeni hayata başladık. Evimiz kayınvalideme ait çok eski küçük bir daireydi. Herkesten farklı olarak yerleşmeden önce A dan Z ye her yeri değişti, üstüne eşyalar ve de düğün masraflarını eklersek, normal bir çifte göre belki 3 kat fazla harcamamız olması gerektiğini düşünüyorum şimdi. ( Bu arada eşimin ailesi bir miktar yardım etti, biz her ne kadar istemesek de. Onlar da ilk çocuklarının evliliğinde yardımcı olmak arzusundaydılar ancak toplamda yine fazla değildi biz izin vermedik.)

Herşeyine ikimiz koşturduk. Eşyaları evimizin büyüklüğüne göre seçtik. Tüm tadilatları, planlamayı ben yaptım. Banyo mutfak fayanslarını dahi kendimiz aldık (bir fimaya komple yaptırmadık), eşyaları kendimiz monte ettik. Ve daha bir sürü şey.

Öyle yoğun günlerdi ki, işten çıkıp geç satlere kadar çalışıyorduk evde. Tüm zamanımız birşey için ayrılmıştı, dinlenecek vakit yoktu bittikten sonra bir boşluğa düşmüştük.

Bunca masrafın altından kalkabilmemiz için tabiki fazla açılmadık. Ben herşeyin daha hesaplı olanını ve gerektiği kadar (asla abartmadık) aldık. Yapabileceklerimizi kendimiz yaptık. Gereksiz şeylere para yatırmadık.

İşte bu sırada çevremde evlenen birçok kişi, geleneksel gelin kaprislerini yapıyor, herşeyin en iyisi olsun diye uğraşıyorlardı. İnsan ne kadar mantıklı olursa olsun böyle durumlardan etkileniyor. Benim de çok gelgitlerim oldu. Toplumuzda geline verilen değer= onun için harcanılan para gibi bir anlayış oluşmuş malesef. Öyle yanlış ve insanı öyle çok gereksiz strese sokan birşey ki bu. İşte böyle bir andı gelinliğimi almaya karar verişim. "Hiç birşeyde abartıya kaçmadım ama gelinliğim benim olsun" dedim.

Ben özellikle şu kadar bilezik, böyle set, bile demedim. Hatta beraber alışverişe bile çıkmadık bu konuda. Nikahımda kayınvalidem takana kadar ne aldıklarından bile haberim yoktu. Ben de gelinliğimi çok şık bir imitasyon kolye ile tamamlamıştım.

Dün evlilik hazırlığı yapan bir öğrencimle konuşuyordum dün. Düğüne az kalmasına rağmen ve olanca ihtiyaç varken, anneleri dantellere dünya para yatırmakla meşgullermiş. Dolayısıyla hem üzgün hem de ne yapacağını bilemez haldeydi. Oysa tüm dantellerin ne kadarı kullanılıyor, alınan tüm tabak çanaklar dolaplarda duruyor.

Diğer yandan biz kadınlar durmadan alışveriş aptığımız için yeni nevresimler yeni fincanlar almadan duramayız. Oysa baştan stoklarımızı dolduruyoruz, ne gerek var.

Çevremdeki insanlardan etkilenip de, kendimi değersiz hissettiğim zamanlarda (az para harcadığımız için) eşimin söylediği bir söz vardır. Kızlarımıza daha ergenlik çağına girer girmez çeyiz oluşturmaya başlanır az çok. Ancak hiç bir anne, baba kızını evliliğe manevi olarak hazırlamaz. İşte der eşim, "bir kıza evlendikten sonra neler yapacağı, nasıl davranması gerektiği, birlikte yaşamanın incelikleri, kocasını başkalarının yanında eleştirmemesi, özel hayatlarını başkalarıyla paylaşmaması gibi konularda dersler verilse bence bir erkeğin alabileceği en güzel çeyiz budur".

20 yorum:

  1. Çok güzel anlatmışsın Ge-cem, evimde herşey yateri kadardır benim de. Mesela 2 takım yemek takımı veya 2 takım çatal-bıçka setim bile yoktur herşeyimden tek takım vardır...
    4 yıllık evliyim ama evimde asla fazla eşyam yoktur.
    Benim fikrim özellikle yeni evlenen gençler birazda arkadaş ortamında farkatmak ve gösteriş ugruna ailelerini bu konuda zor durumda bırakıyorlar bazende bunu aileler etrafa nispet niteligin de yapabiliyor...

    YanıtlaSil
  2. EŞİİN NE GÜZEL SÖYLEMİŞ NE KADAR YERİNDE VE DOĞRU BİR TANI BU EVET MALESEF GELENEK VE GÖRENEKLERİMİZ ELALEM NE DER ELALEM GÖRÜCEK DÜŞÜNCEYİSİYLE YAPILAN ÇEYİZLER HEP BAŞKALARI BEĞENSİN DİYE.. EVLİLİĞİ ÇEYİZ GÖREN AİLELER VAR MALESEF:(

    YanıtlaSil
  3. bende de eşinin söylediği bu sözle bir şeyler dank etti sanki :)Bizde eşimle kendi imkanlarımızla 4 yıllık birlikteliğin ardından 6 ay içinde olması gereken eşyalarımızı alarak borçsuz evlendik.Hiç bir şey istemedim ve yapılmadı da zaten.Ancak benden sonra bir gelin daha alındı.Ve benden önce de alınmış.evlendikten sonra onlara yapılanları görünce hatta gözümün içine soka soka yapılınca bunalıma girdim.çok üzüldüm hatta kendimi suçladım ne salakmışım diye.Ama değmezmiş.Evinde eşinle yaşayabileceğin mutluluğu ve huzur ne eşya da ne de takı setinde bulamazsın :(Bunu tekrar hatırlattığınız için sana ve eşine çok teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  4. Yok canım, ben hiç olumsuz anlamadım.Ayrıca çok ta güzelmiş gelinliğin:)Eşinin sözü de anlatmak istediklerinin özeti olmuş zaten...Hep böyle aynı frekansta ve mutlu olun inşallah:)

    YanıtlaSil
  5. Bir amaca ulaşmak için mücadele edersen elde ettiğinde kıymeti anlaşılıyor zaten. Sizin o günlerde yaşadığınız zorluklar sıkıntılar bugün yaptığınız mutlu evliliğin temelini oluşturmuş. Allah mutluluğunuzu daim etsin.

    YanıtlaSil
  6. canım benim sanki benim evliliğimi anlatmışsın ay bir zorluklarla evledik ki sorma benim hiç bir şeyim fazla değildir, bir oturma odası ve yatak odası alarak evlendik ve düğün dahil.bütün masrafları eşimle ikimiz yaptık ailelerden yardım almadık.gelinliğe gelince eşim alalım dedi ben istemedim, ya öylece bir köşede dursun istemiyordum.hatta böyle düğüne falanda gerek yok dedim ben bir nikah o kadar dedim ama aileler kabul etmedi tabi.:)sanırım bütün koşturmacalar beni çok yormuştu şimdi tatlı bir anı olarak hafızamada yer etti.

    YanıtlaSil
  7. Eşinin bakış açısı çok güzel. Benim anneciğimde sağolsun bana hep akıl verdi. Kızım eşya sonradan da olur, ağzımızın tadı bozulmasın dedi. Hiç gaza gelmedi maalesef çevre bu konuda baskı yapabiliyor, onu almadılar mı? bunu yapmadılar mı? filan.

    Sonradan ona hep dua ettim, çünkü eşya sebebiyle çook nişan bozan, söz atan gördüm. Allah'tan sağlık ve güzel geçim iste, gerisi zaten gelir zamanla demişti, sağolsun haklı çıktı.

    YanıtlaSil
  8. Ne mutlu ikinize de, ellerinize sağlık yuvanızı elbirliğiyle kurmuşsunuz. Hiçbir şey eksik olmasın diyenlere örnek olur umarım. Ben de gelinliğim benim olsun istemiştim ve ben de ara sıra deniyorum (içine daha rahat gireceğim kisa bir sure sonra umarım). Model olarak abartısız, sade bir gelinlik seçmiştim, hem içime sindi hem de manyak gibi para verilmedi. Sonuçta en güzel, özel günde giyilse bile bir kez giyilecek birşey. Arkadaşlarımın abartılı, şatafatlı gelinliklerini gördükçe şaştım kaldım hep.

    YanıtlaSil
  9. güzel hikaye,güzel başlangıç ne diyelim + sonsuza...

    YanıtlaSil
  10. işte bu düşünceye şapka çıkarılır...
    kesinlikle en büyük çeyiz manevi olgunluktur...
    tebrikler gececim...
    ve kocaman sevgiler...

    YanıtlaSil
  11. canım çok güzel :)değişik duygularla okudum...becede en güzel çeyiz ve servet maneviyattır canım:))

    YanıtlaSil
  12. gececim,
    netten okuyunca sanki herkes çok farklı,
    ama duygular yaşananlar anlatılınca,ne kadar tanıdık geliyorsun...
    anlatımın çok şey öğretiyor...
    hep mutlu olman dileğiyle,
    sevgiler

    YanıtlaSil
  13. canım okurken sanki kendi evlilik hazırlıklarımızı okudum. Bizde eşimle kendimiz hallettik herşeyi, ne o kendi ailesini ne ben kendi ailemi karıştırtmadık.Tüm eşyaları, gelinliği,damatları, düğün hediyelerini ( birbirimize) kendimiz aldık. Nişan bohçasıydı vs yapmadık, çok sade bir ev döşedik...Halada öyle...Sadelikten yanayım...Allah mutluluğunuzu daim etsin canım...

    YanıtlaSil
  14. Mutluluğunuz daim olsun sevgili GeCe...eşinin söylediği ( yazının son paragrafı) konuda çok hak veriyorum. Karşılıklı sevgi saygı ve hoşgörü çok önemli...bu da öncelikle kadının davranışlarıyla başlıyor. Yuvayı dişi kuş nasıl kurarsa öyle devam ediyor

    YanıtlaSil
  15. OLÁ MENINA LINDA!!!
    AMO SEU BLOG
    TIA CIDA QUE TE AMA

    YanıtlaSil
  16. OLÁ MENINA LINDA!!!
    AMO SEU BLOG
    TIA CIDA QUE TE AMA

    YanıtlaSil
  17. eşin söylediği sözde ne kadar haklı. gereksiz detaylara kendimizi kaptırıp esas yapılması gerekeni kaçırıyoruz hayatta. sanki o danteller çeyizler bir insanın hayatını kolaylaştırabilecek.

    YanıtlaSil
  18. Merhaba Gece,

    Canımsın ne kadar güzel anlatmışsın olgunluğunuzu.

    Sevgiler*

    YanıtlaSil
  19. canım kardeşim yeni okuyabildim yazını bilgisayar az evvel geldi...yine ne güzel yazılar yazmışşsın..harikasın:)

    YanıtlaSil
  20. herşeyi kendin yapmış olmanın tadı bambaşkadır eminim. bu sizin için övünç kaynağı olmalı. ayrıca eşin ne güzel demiş, bence de en değerli çeyiz budur.

    YanıtlaSil