18 Mayıs 2018 Cuma

Bugün ayın kaçı yarim, nerelerdesin?

Ne ayın kaçı olduğunu takip edebiliyorum ne de en som ne zaman yazdığımı. Ama günleri sor bilirim ve hatta gün içinde şimdi saat kaç diye sor bakmadan söylerim. Çünkü öyle planlı ki her saatimiz, sözgelimi bir polis soruşturması olsa ve şu şu saatler arasında nerede ne yapıyorsun diye sorsa, şak diye söylerim alimallah.

Dün biraz deli bir gündü, yazınca anlayacaksınız nasıl planlı analık yaptığımı. Resmen kendimden ürküyorum artık, nerde doğal anneliğim, nerde kaldı yavaş ebeveynliğim 😰

Çarşamba günleri kızımın okuldan erken çıktığı tek gün diye genelde gezmeyle geçer. Ama bu sefer Amerikalı baba, büyük çocuğunu almamı rica etti ve bizim evde playdate yapacaktık. İki gün önceden planlandığı için gezme yok, evde kalacağız hay hay.

Sabah 8.20 de kızımı okula bırak gel, ardından evde ufak tefek işler (kahvaltı masası oyuncaklar vs), 9 da oğlumu ve babasını yolcu et, aynı anda temizlikçi ablayı buyur et ve mesaimiz başladı.

Sanırım 5 hafta oldu haftada bir 3 saat yardımcı almaya başladım. Birlikte hızlıca tüm evi temizliyoruz. Ben daha çok onun gireceği odaları toplama, yerleştirme, ortalıktaki eşyaları kaldırma, oyuncakları oradan oraya, aşağıdan yukarı, yukardan aşağı her şeyi yerli yerine koyma işlerini yapıyorum. Dün de bunlara ilave bir makina çamaşır katladım ve yerleştirdim, çöpleri boşaltıp ayırdım (iki wc bir mutfak bir plastik bir karton bir cam ) ve saat 10.10 da arkadaşım geldi. Amacımız geçen yaz çarşamba sabahları bizim çiçekçinin yaptığı 1+1 kampanyası var mı yok mu bakmak, varsa arabasını doldurup gelmek. Zira bu ara resmen mahallemiz “bahçeler yarışıyor” havasında. Bizim bahçe ise sondan birinci :( 



Çok şükür ki kampanya varmış ve aldık. Bu çiçekçi de az değil. Hemen yakınında haftada bir pazar kuruluyor ve bu minicik pazarda (toplam 5-6 tezgah var) kocaman bir tezgah çiçekçi. Herkes özellikle bu çiçekçiye gidiyor. Oysa kasabamızda bir sürü çiçekçi var neden böyle diye merak edip ben de aldıydım önceden, farkı vazo çiçeklerinin dükkandan alınanlardan iki kat daha uzun ömürlü olması. Taze taze getiriyorlar herhalde. İşte bu çiçeklide pazarın çiçekçisinin müşterilerini kapmak için kampanya yapınca ben de önceden göz koyduklarımı aldım. Çoğu saksı çiçeği zaten.

Ardından pazarı gezdik, biraz markete uğradık ve koşa koşa eve döndük. Temizlikçiye para verip göndermem ve oğlumu okuldan almam lazımdı ve saat 11.40 olmuştu.

11.45 deki okul çıkışına yetiştik ve arkadaşım ile çocukları (onun kızı da eren ile aynı sınıfta)  aldık. O yorgun olduğu için eve döndü ben Eren ve Ava ile kalakaldım. Ava, Amerikalı babanın küçük kızı, o da yakında Eren’in okuluna başladı. Babası küçüğünü okuldan alacağını ama büyüğünü benim alacağımı söylemişti. Fakat gelmedi. Ava çiftliğe kaçtı, biz peşinden. Zaten zaptetmesi zor bir minik yaramaz. Babasına mesaj attım ama haber yok. 45 dakka sonra ablaları okuldan almıştık ve babası geldi. Küçüğünü alıp gitti (evde uyuyacakmış ufaklık) biz de büyüğü ile eve döndük.

Saat 1 civarı evdeydik. Babası 15.30 da almaya gelecekti çünkü 15.45 de yüzme dersine gitmeleri gerekiyordu. Yemek hazırladım yediler, oyun oynadılar, sonra sıkılıp  birkaç ev ötede bizim sokağın parkına gittiler, peşlerinden ben de oğlanla gittim ve 15.30 da hala kimse yoktu. Babası, 5-10 dakika gecikmeli geldi ve gittiler, böylelikle azıcık oturabildim diyemeyeceğim çünkü bir yandan da akşam için yemek hazırlıyordum.

Şimdi olumsuz yazdım diye kötülemiş olmak da istemem, normalde çok dakiktir Jon ama galiba önceki gece bir işi varmış gündüz uyuyacakmış falan. No problem dedim çünkü zaten bahar tatili yeni bitti ve kızlar da birbirini çok özlemişti.

Onlar gittikten sonra,  benim hızımla 8 çocukların hızıyla 20-30 dakika uzaklıktaki otobüs durağına gidip 16.39 otobüsüne binmem gerekiyordu. Neden çünkü piyano dersi var kızımın. Genelde bebek arabasını alıp gidiyorum ama o da ne? Bebek arabası eşimin arabasında kalmış. Arkadaştan alayım dedim çocuklar yürürüz dediler ve maşallah da yürüdüler ama yarım saatte. Neyse ki evden 4’te çıkabilmiştik. 

Salkım söğütlerde sallanmaca, arada yollarda oturup dinlenmece derken durağa 10 dakika erken geldik. Otobüse binip kısa bir süre gittikten sonra başka bir otobüse daha bineceğiz ve 15 dakka sonra ordayız. Normalde yani. Bu sefer ikinci otobüse bineceğim yerde (ki kocaman bir istasyon bir sürü otobüs geliyor gidiyor vs) kafam hangi dünyalarda geziyordu hiç bilmiyorum, aynı yere giden ama uzun yoldan giden otobüse bindim :( Bu yüzden 17.30 da başlayıp sadece yarım saat süren piyano dersine 15 dakka geç kaldık. Kızım geç kaldık diye otobüste bir sinir krizi geçirdi (beklenmedik durumlarda sakin kalamıyor pek, aşırı endişeleniyor). Bir de oğlum yolda uyumasın mı? İnince kucağımda oğlum, elimde kızım koşturmayayım mı? (Google Maps e göre durak bina arası 500 mt 7 dakka) Allahım neydi günahım. Fazlasıyla yoruldum. 

Derse geç başlayınca uzatma şansı olmuyor çünkü biz çıkar çıkmaz başka çocuk giriyor. Neyse ki 5 dakika uzattı ve 20 dakka yapabildik. 20 dakka ders için evden çıkma saati olan 16 dan itibaren 1sa45 dak yol gittim. 15 dak da döndüm (eşin duraktan alıyor dönüşte) toplam 2 saat. İşte analık diyeceğim ama tamamen duygusal 💶 çünkü gitmeyince parası yanıyor ve birebir özel ders diye pek de ihmal edilebilir bir tutar değil 😫

Kocacım bizi alınca, çocuklar evdeki menüyü beğenmeyince, fast food yemeye gittik fakat ben evden salatamı götürdüm (söylemesi ayıp kısır yapmıştım, ne zamandır canım çekiyordu yememiştik). Sonra eve gel, süt- diş -çiş haydi yatağa. Gece uyanınca farkettim ki ben de onlarla uyumuşum ve o akşam yapacağım Hollandaca ödevlerimi yapamamıştım. Sabaha da dersim var halbuki 🤷🏻‍♀️

Neyse ki ders iptal oldu.

7 yorum:

  1. Gününüz çok yoğun geçiyor.Ben okurken yoruluyorum.Bravo size. Çocuklar büyürken belki de ben de öyleydim.Haftanın bir günü sendikada nöbetçiydim.Çocukları 3 te okuldan çıkınca alır nöbete giderdim.Onlara yolda yemek alırdım. Bir yanda ders çalışılar,yemeklerini yerlerdi.Nedense bu anım aklıma geldi. Şimdi torunlarla beraberim.Deniz bugün rahatsız evde çizgi film izliyor. Ben sanal alemde dolaşıyorum.Bana soruyor "ne zaman parka gideceğiz* diye.torun üç yaşında. Benzer koşuşturma kızımda.Onlarla beraber bizde.Sevgiler bol enerjiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok yoğunsun diyen arkadaşlarıma diyorum sizin de az değildir. Sadece yazınca belli oluyor ne kadar yoğun olduğu. Normalde her annenin aşağı yukarı aynı.

      Bakalım ben de sizin gibi geçmişte kalmış bu günleri anacak mıyım ilerde. Ne büyük mutluluk maşallah, evlatları yetiştirmiş toruna ermişsiniz.

      Sil
  2. Offf okuyunca ben yoruldum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüm günü hızlıca okuyunca yorucu oluyor ama herkes böyle aslında. Yazınca anlaşılıyor.

      Sil
  3. :D Allah güç versin. Gece yine alçak gönüllülük yapmıştır, onun anneliği doğal ve sakin diyerek okumaya başladım ama özellikle de arıyorum doğal ve sakin şeyleri; buldum bak:
    - Çiçek almak ve bahçeyle ilgilenmek
    - Geç kalan babaya rağmen keyifli zaman geçirebilmek
    - Kısırını alıp fastfood'ta bile sağlıklı beslenebilmek
    :D Yaaaaa. Bakan göz görüyor canım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında şu saatlere yetişme kaygısını çıkarırsak geri kalan süreçten ben de memnunum. Valla çok teşekkür ederim hiç farketmemiştim 😘

      Sil
  4. en sevdiğim tarz yazıların. ilk paragrafı okuyup durdum. tamamen yalnız kalınca, kahvemle okuycam <3 <3

    YanıtlaSil