4 Kasım 2016 Cuma

Çocuklar Bedeninde Hapsolmasın

Eşimin amcasının kızı var 12 yaşlarında. Doğarken boynuna kordon dolanıp oksijensiz kalması sonucu engelli olarak dünyaya geldi. Şu anda kendi başına hiç bir becerisini gerçekleştiremiyor, bazı sesler çıkarmak dışında konuşamıyor, yürüyemiyor... vs. Onu ilk gördüğümde gözlerinin içine baktım. Bedeninin aksine zihni çok canlıydı ve gözleriyle bana şöyle dedi: bedenimin içinde hapsoldum 😔


Bu çok uç bir örnek elbette ama farkındalık yaratmak için yazdım. Gayet sağlıklı olup da bedenine hapsolmaya zorlanmış çocuklar görüyorum. Hava soğuk diye kıpırdamayacak şekilde giydirilip pusetine sımsıkı bağlanmış hareket etmesine, ayakları üşümesin diye koşmasına izin verilmeyen çocuklar. Kaydıraktan, ağaçtan, salıncaktan, sehpadan düşmesin diye merak ve heyecanı köreltilen çocuklar, bedeninin sınırlarını zorlamasına izin verilmeyen çocuklar... Başta isyan ediyorlar ama sonra kuzu kuzu kabul ediyorlar. Denese de yapamaz ki düşer korkusuyla büyüyorlar. Böylece enerjisini o sağlıklı bedeninin içine hapsetmek zorunda kalıyorlar :(

Uzun zaman önce eşim bilimsel bir makale bulup benimle paylaşmıştı. Fizikçi olduğum için ayrıca ilgimi çekmişti tabi. Deneylerle gösterilmiş ki, yeni doğan bebekler doğduklarında fizik kanunlarını biliyor halde oluyorlarmış. Aslında bu hem benim hem de bir çok annenin gözlediği birşeydi. Ufacık bebek, ona doğru fırlatılan birşey varsa çekilir, düşeceği bir yere emeklemiş (veya yürümüş ise) durur, bir şeyi bıraktığında yere düşeceğini bilir, biz legoların arasında ayaklarımız acıya acıya giderken hiç etkilenmeden geçer... gibi. Kimisi buna içgüdü diyor, kimisi melekler korudu ancak hepsi aynı kapıya varıyor; bilim adamlarının dediği gibi doğduğumuzda doğanın işleyişi beynimize kodlanmış oluyor. Bu durumda yaptığımız her kısıtlama çocuğu engellemek demek oluyor. Onlar zaten ne kadar ileri gideceklerini nerede duracaklarını çok iyi biliyor. 

Bedensel hapsolmanın ötesinde bir de zihinsel hapsolma var ama ona burada değinmeyeceğim. Çocuklar hem aile içinde hem de toplumda olmak üzere iki kademeli zihinsel engellere takılıyorlar. Hangisi daha büyük, hangisi daha tehlikeli, bu engelleri nasıl kaldırıp özgür ruh ve düşüncede çocuklar yetiştiririz bunlar hep konuşulması gereken ama ülkemizde asla sıra gelmeyen mevzular. Toplumsal kısıtlamaları kontrol etmek elimizde değil ama aile içinde bebekliğinden itibaren, önce bedensel hapisleri, sonra zihinsel kısıtlamaları kaldırarak özgür iradeli çocuklar yetiştirebiliriz diye düşünüyorum. 


7 yorum:

  1. Çok güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık :)
    Çocukların üzerine bu kadar titrenmemesi gerektiğini düşünüyorum. 19 yaşıma geldim, 20 ye az kaldı ama ailem halen üzerime fazla titriyorlar. Bir süre sonra hem beni hem de onları çok yoruyor bu durum doğal olarak...

    YanıtlaSil
  2. Ah ah, emeklerken altına yorgan serip mikrop kapmasını engellemeye çalışanlardan üstü kirlenmesin diye kıpırdatmayanlara uzanan iç acıtıcı görüntüler silsilesi belirdi önümde. Kendi kısa kollu tişörtle gezerken yün battaniyelerde isilik döktürülen bebekler. Öyle denmez böyle denmezleri saymıyorum. Sonra da büyüdüklerinde evrim geçirip bir anda bütün yetenekleri kendiliklerinden kazanacaklar herhalde, nasıl bir mantıksa.

    YanıtlaSil
  3. Duru diye de güvenmemek lazım gececim, yüksek yerde başıboş bırakıldığı için düşüp yaralanan hatta ölen bebekler az değil.. Aman diyelim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıda belirtmediğimi sonradan farkettim, elbette güvenlik önlemleri alarak veya boş bırakmayarak izin vermek gerekir. Kastım hiç izin vermeyenlere. Kızımla yaşıt olup da daha sehpaya bile tırmanmamış çocuklar tanıyorum

      Sil
  4. Merhaba yazıyla alakasi yok ama size bir sorum olacaktı acaba yaşadığınız ülke de çocuk lara hasta oldukları zaman antibiyotik veriyorlar mi yani çocuk lara özellikle ilaç kullanımı nasil

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında bu çok tartışmalı bir soru. Kimi memnun kimi değil. Genelde doktorlar antibiyotiği çok zor veriyorlar, gerçekten ihtiyaç duyulduğunda bile vermeyebiliylrlar. Çoğu durumda sadece paracetamol verirler, öksürük şurubu yok, vitamin balık yağı vs yok. Çoğunlukla minimum ilaç diyebilirim

      Sil
  5. Cevap verdiğiniz için teşekkür ler oğlum grip olduğunda doktor gereksiz ilaç kullanıyorsunuz antibiyotik çok zararlı yurtdışında kullanılmıyor demişti ama yine de bize antibiyotik yazdı kafam karıştı

    YanıtlaSil