29 Ocak 2010 Cuma

# ben # Düşünce Yazıları

Hayalet GeCe

Merhabalar, bir gözden kayboluyorum bir ortaya çıkıyorum. Hayalet gibi oldum resmen.

Artık bu lafı söylememe kararı almıştım ama işlerim yoğun, biraz da uzaklaştım blogumdan ne yalan söyliyim. Bazen hayatta herşey anlamsız gelir ya o modlardayım bu günlerde.

Benim gibi işlerde çalışanlar için motivasyonu sürekli canlı tutmak çok zor. İnsan emek verdiği şeylerden karşılık bekler ve bunun karşılığını almak yıllar alıyorsa, buna sabır göstermek kolay değil.

Bir öğrencim bu konuda şöyle bir yorumda bulunuyor. Fizik yapabilmek için çok zeki olmamalısınız. Çünkü çok zekiler tahammül edemez. Ancak aptallar bu sürece tahammül edebilir. Tabi biraz abartarak yorum yaptı ama aşağı yukarı böyle. Şimdi 10 yıl sabır gösterdiğim için belki de aptallar sınıfındayım?

Asıl bahsetmek istediğim, buna ve hayatın diğer sıkıntılarına nasıl dayanabildiğim. Eş, dost arkadaş önemli rol oynuyor bu konuda, orası açık. Ancak başka bir konu var değineceğim.

Hayatımın her döneminde bir hobim oldu. Kimi zaman bunlar çok fazla görünse de, hiç bir zaman meşgul olmadığım bir şey yoktu. Örgü örmek ise ilk okul yıllarımdan itibaren hayatımdaydı. Bir çok şey değişti, okullar, mekanlar, konumlar ama örgü örmeyi hiç bırakmadım.

Bu konuda yazı yazmayı uzun zamandır düşünüyordum ama tesadüfen dün Anne ve Bebişi 'nin bu konuyla alakalı yazısını okudum. Aşağı yukarı aynı yaşlarda olduğumuzdan benim dönemimde de dantele karşı iki bakış açısı mevcuttu. Ancak ben onun gibi düşünenlerden değildim. Örgü örenler ve okuyanlar ayrımında her ikisini de yapanlar kısmını seçmiştim. Okumama engel olacağını hiç düşünmedim, ve sanırım bu yazıyı okuyacak olan birçok kişiden daha fazla okudum (yıl olarak). Üstelik okumama yardımcı olduğunu düşünüyorum.

Dantel ipi yerine yünlerle örmeyi daha çok sevsem de bence ikisi de aynı, ve hatta başka craft işleri ile uğraşanlar için de aynı aşağıda yazacaklarım.

Örmek benim için hep terapi oldu ve bu terapi kesinlikle eğitimimde bana çok yardımcı oldu. Bana göre iki yolla terapi sağlanıyor. Birincisi örme aşaması, diğeri de sonrası.

Örme aşamasında özellikle rahatlıyorsunuz. Çünkü örmenin ritmik bir ritüeli var. Ritm insanı dengeler, sakinleştirir. Dikkat ederseniz ritm olgusunun kullanıldığı bir çok yer var. Dinimizde tesbih ve tekbir, başka dinlerde ritmik baş sallamalar, ritmik danslar, ritmik sesler. Bu ritme kendinizi kaptırdığınızda rahatlarsınız. Ben de ruh halime göre örgü örerken bazı sözler tekrarlarım içimden, bir ilmek bir söz...

Diğer yolu ise sonrası demiştim. Türk toplumu olarak ailelerin çocuklarını, eşlerin karılarını övmediği, takdir etmediği, teşekkür etmediği saçma bir geleneğin esiriyiz. Anne babalar çocuklarının başarısından dolayı takdir etmiyor (ayıptır) , eşler karılarına güzel söz söylemiyor (Türk erkeği serttir) . Bu yüzden kadınlar içlerindeki övülme güdüsünü gidermek için çeşitli yollara başvuruyorlar bana göre. Kültürel düzeye,ekonomik duruma göre değişse de, genelde dantel örmek, tarif denemek, dikiş dikmek gibi yapabileceğimiz çeşitli aktiviteler ile toplumda kendimize yer açmaya çalışıyoruz.

Çocukluğumda dantel ören genç kızların toplaşıp ördükleri ortamlarda bolca bulundum. Kim hızlı örecek, kim daha güzel yapacak yarışları yapılır, yeni bir motif bulunduğunda "aaa çok güzel bana da versene örneğini" laflarının ardından, iç sesin "veremem sadece benim çeyizimde olmalı" bakışlarına rastlardım.

Kadınların elindeki imkanlarla yapabilecekleri bu şeylerde beğenilme duygusu için bir çaba olduğu çok açık. Yine aynı duygu, rekabetten başka sergilenme yoluyla da gideriliyor. Kadın tv üzerine bir dantel örüp koyduğunda, onu her görüşünde zihninden "ay ne güzel yapmışım ne de hoş duruyor" düşünceleri geçiyor. Ya da misafirler geldiğinde evinin güzelliğinden gurur duyup motive oluyor. Ve blog yazan bizler de yaptıklarımızın beğenilmesi ve o iltifatlar için (farkında olarak yada olmayarak) bir açlık duyuyoruz.

Şahsen ben bu duyguya muhtacım, işimdeki çabalarımın karşılığını almak için beklerken, yaptığım minik hobilerle sizlerin yorumlarını almazsam, psikolojik dengem bozulabilir. Yararlı, üretken, faydalı olabilmeye ihtiyacım var.

23 yorum:

  1. Görüştüğümüzde bu konu hakkında biraz konuşmuştuk.
    Hepimiz yaptığımız işlerin takdir görmesini bekliyoruz, kısacık bir yorum bile günümüzün mutlu geçmesine sebebiyet veriyor.
    Hele motivasyonun düştüğü anlarda, gelen yorumlar, hatır soran mailler beni resmen hayata bağlıyor.

    Yaptığın işin sonucu görmeyi uzun zamandır beklediğini biliyorum ama lütfen biraz daha sabır. Gör bak herey çok güzel olacak.

    Senih her zaman takdirle izliyorum canımın içi.

    Kurtul bu ruh halinden artık:)

    sevgi ve dualarımla..

    YanıtlaSil
  2. Söylediklerinize aynen katılıyorum, şevk gücü en çok ihtiyaç duyulan duygudur üretkenlik için, bir cümlenin bile verdiği haz, yapılan işin emeğin hazzıyla birleşince üretkenliğin ve üretmenin önemi ve zorunluluğu kaplıyor benliğimizi, sevgiyle sağlıcakla kalınız, ayrıca ziyaretiniz ve yorumlarınız için çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Örgü örenler ve okuyanlar diye bir ayrım mı varmış?? çok komik bence :)) ben de örgü örmeye bayılırım ve nerdeyse 30uma geldim, çoluk çocuk sahibi oldum hala okuyorum, master da yapsam onu da yapsam bunu da yapsam.. kızım biraz daha büyüsün, hemen ona örgü öğretip aramıza katmayı düşünüyorum :) yalnız diilsin, çok büyük bi klübüz biz, örgü örerek okuyanlar klubü :)

    YanıtlaSil
  4. ah canım benim senin motivasyonun düşmesi imkansız gibi birşeydi. Çok bunalmışsın bende aynı moddayım.

    bütün hobilerinde çok başarılısın ve ayrıca işinde de. kısaca elini attığın her işin hakkını fazlasıyla veriyorsun. fizikçi olarakta hakettiğin yerde değilsin maalesef ki.

    şu örgü konusunda da acayip başarılısın bana sıkıntı veren şey sana bu denli iyi geliyor ya ben bir daha mı düşünsem örgü örmeyi acaba? :)küçüklüğümüzden beri söyler durursun halbuki. senin gibi başarılı ve yaratıcı olacaksam eğer örgü örmeye başlamalım bir an önce. :)) öptüm.

    YanıtlaSil
  5. 21 yaşındayım ve şu zamana kadar tek bir gün yaptığım tek bir hareketten dolayı takdir görmedim anne ve babamdan. Yaptığım en iyi şey bile onlar için zaten yapmam gereken bir şey olarak algılanırdı. Bunun bende oluşturduğu eksikliği sanırım hiçbir zaman anlayamayacaklar :)

    İşte bu yüzden belki de insanların gözüne soka soka yaptığım şeyleri başkalarıyla paylaşmayı seviyorum. Bilog tutmayı seviyorum :)

    Ve tabi en önemlisi başka insanların yaptıklarını görmeyi seviyorum. Mesela hani yastıkların üzerine yaptığınız motifler vardı sonra tarhana için hazırlanan kağıt kutular yada eşiniz için hazırladığınız ufak ayrıntılar işte bunları görmek çok hoş. Gördükçe ufku genişliyor insanın bir süre sonra daha yaratıcı düşünmeye başlıyor. Siz bunları yapmaya devam edin ki bizde beğenmeye devam edelim :)

    YanıtlaSil
  6. blog alemi çok farklı bir derya imiş. yazı yazmak, bu yazıları, hatta yaptıklarını, çektiğin fotoğrafları hiç tanımadığın insanlarla paylaşmak, ve hiç tanımadığın bu insanlardan güzel,olumlu bir iki kelam içeren yorumlar almak bambaşka bir duygu. yorum olduğunu görünce, izleyenler sayısını artınca insan kendini mutlu hissediyor.
    sevgili GeCe, sen de yazılarını merakla okuduğumuz sıkı takip altında olan bir blogdaşsın. zaman zaman herkese olduğu gibi sen de zor zamanlar geçiriyor olabilirsin. gerçek anlamda olmasa da yorumlarımızla her zaman yanındayız. :D

    YanıtlaSil
  7. ben de yaptıklarıma hiç yorum alamıyorum. arkadaşlarım hariç. ama beni yıldırmıyor bununla başa çıkmayı öğrendim. ben yaptıklarımla mutluyum ve beni motive ediyor. takdir edilmek ve beğenilmek içgüdüsü tabi ki hepimizde var. ama olmazsa olmazım değil.sen de çok iyi işler yapıyorsun. gerçekten zevkli bir bayansın tasarladığın blogların rengi ve çizimleri gözümüzü okşuyor. eline sağlık...

    YanıtlaSil
  8. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  9. GeCecim örgü ilgi alanıma girmemesine rağmen benim bile dikkatimi çekiyor.Hele o çektiğin fotolar yok mu?Dün arabada etraftaki kar görüntülerini izlerken aklıma geldi mesela.Seni ilgiyle takip ediyorum...

    YanıtlaSil
  10. Seni çok iyi anlıyorum,çok zamanlar çeşili nedenlerle blogumdan uzaklaştıgım oldu,bazen hayattan koptugum oldugu.Ama galiba bu insanın doğası gereği yaşanıyor.Eminim kısa zamanda toparlanacaksın.Ben de ilkokuldan beri örgü,dantel örmeye bayılıyorum.(her ne kadar fakultede okudugum yıllarda dalga konusu olmuş olsamda)Ördüğüm şeyden çok,ona harcadıgım emeği,ipin bende uyandırdıgı doyum duygusuna hayranım.Bu sanırım bunu hobi edinen bizlerin ortak duygusu.
    Ama blog camiasında inişler çıkışlar olacaktır,bu seni caydırmasın.Kemikleşmiş bir kitlen var,her seferinde yorum bırakmasak da, seni seviyor,okuyoruz.Lutfen uzun aralar verme...

    YanıtlaSil
  11. hayırdır canım sıkılmışsın :( en kısa zamanda görüşürüz..
    kendine iyi bak sen her bakımdan takdir edilecek birisin bunu dert etme...seni çok seviyorum canım kardeşim...

    YanıtlaSil
  12. Benim de kolum kanadım kalkmıyor bu ara,ortada hiç bir şey yok, çocuklarım sağlıklı,annem babam hayatta ve yakınımda allahtan belanı mı istiyorsun kızım diyorum kimi zaman,ama içim daralıveriyor sebepsizce, belki de iş sıkıntısıdır benimkisi bilemedim...Bildiğim tek şey senin güzel şeyler ürettiğin,peçete halkaların,çektiğin güzel fotoğrafların dünyaya güzel bakışını göstermeye yetiyor bence, arada nadas lazım ruhumuza geçer biliyorum...

    YanıtlaSil
  13. p.tesi arıyım da biraz dertleşelim :) insanların anlamsız yargılarını dile getirmesi seni boşuna üzmesin. özür dileyerek yazıyorum ama o cümleyi kuran öğrencinin aklından ben şüphe ederim, ayrıca bu nasıl bir patavatsızlıktır...

    YanıtlaSil
  14. gececim, hep söylemişimdir daha doğrusu yada yazmışımdır... ben senin üretkenliğine, yaratıcılığına, çok zor biş yapıyor olmana rağmen herşeye yetebilmene hep hayran kaldım. ve yine çokça yazmışımdır ki idolümsün...
    yazdıklarında çok haklısın. örgü dantel çeyiz bizim kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası. ve yeni nesil aslında modernizmin peşinden gitsede, hep otantik figürleri kullanıyor hayatında... hep esiye dönüş...
    sen hepsini çok güzel harmanlıyorsun. bardak altlıkları yapmıştın mesela. ne şık ve zarif olmuşlardı. bu çok modern bir aksesuar evler için ama dantelden yapmıştın... takdir etmiştim seni...
    hep devam et... ben alkışlıyorum seni her okuduğum yazıda, paylaşımında...
    sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  15. sizi o kadar iyi anlıyorum ki, anlatamam..:)

    hiç bir yazdıgınıza hayır demedım iç sesim,her bir harfınıze katılıyorum..

    ve gercekten yaptıgınız hersey o kadar muntazam ki, sanki dergi çekimi için yapılmış gibi..:) ve evet ben de bu duyguya muhtacım..:);)

    kucak dolusu sevgiler hocam..

    YanıtlaSil
  16. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  17. Hepimiz böyle dönemler geçiriyoruz. Bakma sen bende patlıcak bomba gibiyim de blogla unutuyorum.Sen çok yaratıcı ve zevkli bir kızsın.Umarım kısa zamanda rahatlarsın. Benimde yorum almayınca şevkim kaçar gibi oluyor, ama devam ediyorum.Sana bi şey söyleyim mi,bir de izleyenlerden durup dururken biri çıktığı zaman bile çok bozuluyorum. Kim çıkmış diye aramaya başlıyorum.Önce seni sonra bazı birkaç kişiyi kontrol ediyorum sonra rahatlıyorum.Sonra da çıkan çıksın diyorum.

    YanıtlaSil
  18. GeCe'cim bende senin yaratıcılığından,harika tasarımlarından,bol uğraşlarından, çabalarından faydalanmış biri olarak bu duyguya kapılmanın ne kadar yanlış olduğunu düşünüyorum.. Herkes tarafından takdir ediliyorsun zaten hepimiz yaptıgın işlerin mükemnmel oldugunu biliyoruz.. Sen kafanı takma yorumlar yapamasakta motive edemesekte senin belli bir hayran kitlen var bunu unutma.. Bol Sevgilerle...

    YanıtlaSil
  19. Gecem ben tembellikten kurtulmaya çalışıp sizlerden ilhamlar almaya çalışıyorum... Ve özellikle o kadar yoğun işin arasında yaptıklarını hayranlıkla takip ediyorum. Bence hepimizin birbirine ihtiyacı var...

    YanıtlaSil
  20. yine çok güzel yazmışsın, güzel noktalara değinmişsin. teşekkürler

    YanıtlaSil
  21. GeCecim , anne ve bebişinin ve senin yazını da çok beğendim. biz ikimizde her ikisini yapanlara giriyoruz ama bu kısım o kadar az ki aslında sen de biliyorsun. Annelerimiz sayesinde kazandığımız bu hobilerimiz için onlara minnettarız, minik prensesimiz de örgü öğrenmek istiyor, bu yaz düşünüyorum :)

    YanıtlaSil
  22. GeCeciğim öyle güzel yazmışsın ki kendi çocukluğum canlandı gözümde. Annem hep komşu kızlarıyla kıyaslardı beni dantel ve örgü konusunda. Sayesinde hem örgü hem de danteli öğrendim ama bu kıyaslar beni çok soğutmuştu örgüden dantelden ta ki bu seneye kadar. Şimdi teşekkür ediyorum anneme öğrettikleri için. Blogumu açtıktan sonra daha bir üretici oldum. Senin de dediğin gibi; takdir edilmek insanı motive ediyor.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil