Dün akşam eşimin getirdiği harika bir filmi izledik beraber. Hala etkisi altındayım, o kadar güzel ki. Bu yıl içinde yayınlanmış ama bizim sinemalarda oynadı mı oynamadı mı hiç bilmiyorum. İyi ki de seyretmişim diyeceğim filmlerden biri. Genelde burada okuduğum kitapların ve izlediğim filmlerin tamamını yazmıyorum, sadece aşırı beğendiklerimi ki bu onlardan biri.
Nasıl güzel, nasıl sıcacık bir film anlatamam. Üstelik blog dünyasına bağımlı olan bizler için çok uygun. Çünkü tamamen bizi anlatıyor.
Film iki farklı yılda geçiyor. Birinde üst resimde görülen 1950 lerde Fransa'da yaşayan Julia Child,'ın diğeri nde ise 2002 de Julie&Julia isimli bir blog açıp 365 günden 524 tarif yayınlamayı hedef alan Julia Powell'ın gerçek hikayesini anlatıyor.
Julia Child, eşinin Fransa'daki Amerikan Elçiliğinde görev yapmak üzere tayin edilmesiyle Paris'e yerleşirler. Julia, normal kadınlara göre biraz irice, bana göre hareketleri oldukça sevimli bir kadın. Eşiyle 40 yaşında evlenmiş ve yemek yemeğe bayılıyor, tam bir gurme. Fransız mutfağına hayran kalıyor ve boş duran Fransız kadınlarının aksine birşeyler yapmak istiyor. Şapka ve briç kurslarının kendini tatmin etmediğini anlayınca tamamı erkeklerden oluşan bir yemek kursuna katılıyor, azmi ile onları geçiyor ve 8 yıl uğraşarak bir kitap yazıyor. Ancak kitap öyle kapsamlı ki, hiç bir yayın evi böyle bir ansiklopediyi yayımlamayı kabul etmiyor. Uzun yılların ardından Amerikaya döndüklerinde, bir yayın evi tarifleri deneyip ne kadar şahane olduklarını anlayınca, kitabı basıyorlar. Daha sonra ise anladığımız kadarıyla tv de yemek programları sunuyor, efsane oluyor, kendi adına müzesi bile oluyor mutfağının sergilendiği.
Ancak hızlı tüketen toplum olarak 2000 li yıllarda kimse onun farkında değil. 2002 yılında 30 yaşına basacak olan Julia Powell, sıradan bir memur olarak hayatını sürdürmektedir. Arkadaşlarının kariyer ve zenginlikte ilerlemesi onu üzüyor. Bunlardan biri olan arkadaşının, ilişkilerini yazdığı blogu kıskanarak, ben neler yazsam diye düşünüyor. Eşiyle konuşurken bu proje ortaya çıkıyor, çünkü kendisi bir Julia Child hayranı. O ilk baskı harika ansiklopedik kitabı annesinden almış ve evlendiğinden beri o yemekleri denemekle meşgul. Daha sonra biraz da, bir işi sürdürebilmedeki cesaretsizliğini kırmak adına, bu projeye girişiyor. Kitapta yer alan 524 tarifi 365 günde bitrmeye karar veriyor. O yıllarda yazdğı blog hala mevcut ve bu adreste. Filmde gösterilen blog da tamamen bununla aynı idi. Yanda yer alan takvimde her bir yazıya ulaşmak mümkün. Yalnız o yıllarda resim ekleme pek güncel değil sanırım, zaten blogspotun arayüzü de çok farklıydı filmde.
2 ay boyunca tek bir yorum bile alamıyor, sonra ilk yorumu kendisini hiç desteklemeyen annesinden alıyor. Daha sonra yavaş yavaş okumaya başlıyorlar ve yorum aldıkça morali düzeliyor. Tabi bir yandan da hem memuriyet, hem de akşam yemek yapıp yayınlayacağım derdi, eşiyle ilişkilerine yansıyor. Talep edildikçe hepimizde görülen ben merkezcilik oluşmaya başlıyor ve dengeyi kurması biraz zaman alıyor. Sonrasında Julia Child'ın kitabının basımını yapan editörden ropörtaj için teklif alıyor ama yağmur dolayısıyla gelemeyince hayalleri yıkılıyor. Yılın sonlarına yaklaştıkça sitesi hitler arasında yer almış, ve NY Times da bir ropörtajı çıkmıştır, ardından bu projeji kitaba yada şova dönüştürmek için teklifler alıyor. Kitabı burada.
Filmi izlerken içiniz bir hoş oluyor, siz de öyle hissediyorsunuz.
Diğer yandan bu film ayrıca hep söylediğim gibi istikrarlı bir blog yazarlığının farklı getirileri olacağının da göstergesi.
Şiddetle tavsiye ediyorum.
Hatta böyle kapalı bir havada, battaniye altında seyredilecek müthiş bir film.
Yazini okurken valla benim bile icim isiniverdii. Cidden konusu cok guzel cok ilginc ilk kez boyle bir konu okuyorum. Izlemek istiyorum. Cok merak ettim gercekten! Ayrica blogunu da gezdim cok guzeeel.
YanıtlaSilben de izlemek istiyorum :( nette var mi acaba?
YanıtlaSilçok canım çekti, hatta filmi izlemekten çok battaniye altına girme fikrini canım çekti:) karnım çok ağrıyor, sıcak su torbamı alıp yatayım ben.
YanıtlaSilbu kadar tesadüf olur filmi az önce izledim çok beğendim bende :)
YanıtlaSildvd ciye geldiyse ben de izlesem şu filmi,bir haftadır meraktayım...
YanıtlaSilBende merak ettim doğrusu...Adamlar nerden nasıl konu çıkarmış?
YanıtlaSilbu filmi daha öncede bi blogda görmüştüm ama öyle bir anlatmışsın ki sen, bir an önce izlemek ihtiyacı hissettim.
YanıtlaSilsana anlattığım isteklerimi buldum sanki içinde:)
Ben de izleyeceğim mutlaka!Okurken bile merak ettim:)
YanıtlaSilcanım çok güzel anlatmışsın en kısa zamanda bende izlemek istiyorum bu filmi
YanıtlaSilcanım çok güzel anlatmışsın en kısa zamanda bende izlemek istiyorum bu filmi
YanıtlaSilcanım çok güzel anlatmışsın en kısa zamanda bende izlemek istiyorum bu filmi
YanıtlaSilyeni aldığım dvd ler içinde bu filmde var ve hiçbir bilgim olmadan aldım filmi.okuyunca pek sevindim isabetli seçimmiş diye hemen izleyeceğim :)
YanıtlaSilsevgiyle...
kesın ızleyecegım, cok tesekkurler gece :)
YanıtlaSilsevglerimle..
bende istedim bak şimdi:))
YanıtlaSilmutlaka seyrederiz sanırım:)
battaniye yanında bir sıcak sahlep oh ne güzel olurdu:))
aa tam benlik severim böyle filmleri,filmin adı pek yabancı gelmedi ama bi bulayım bakim:)
YanıtlaSilgeçen indirgani.com da rastladım indireyim demiştim şimdi en acil inden indirip izlemeli :)
YanıtlaSilsağolasın canım :)
Bende merak ettim bende.. hafta sonu 2012 yi izledim bende,ayyy içim hala bir tuhaf...
YanıtlaSilmeryl streep ve ismini bilmediğim ama enchanted da izlediğim diğer oyuncunun butun filmlerini izlemek isterim:) sabırsızlandım bir an once izlemek için teşekkürler tavsiyen için:)
YanıtlaSilGeceCim bu arada mimledik seni domestosla
YanıtlaSilbak işte burada
http://www.cocuklacocuk.com/domestos/
kolay gelsin
GeceCim bu arada mimledik seni domestosla
YanıtlaSilbak işte burada
http://www.cocuklacocuk.com/domestos/
kolay gelsin
Filmi o kadar çok merak ettim ki yazıyı 2 arkadaşıma daha gönderip izleme teklifinde bulundum :)
YanıtlaSilsenin yazını okurken eşim izlemek istediğin film var mı,indireyim diye sordu.hemen cevap verince de şaşırdı.dün akşam kestane eşliğinde ve ardından kanepede yatarak izledik.ikimiz de çok beğendik.hikayenin gerçek olması etkiliyor insanı. blogunu da gezdim.kitabı da kitapçı da görmüştüm ama filmi bilmiyordum o sırada.paylaşım için sağol.
YanıtlaSilaaa ben bu yazıyı nasıl olur da görmemişim. :) öyle bir anlatmışsın ki Fransız filmlerini sevmesemde izleyeceğim. hatta şimdi netten bile olabilir bu ay yine aştım ama olsun artık. :) teşekkürler tavsiye için.
YanıtlaSildüzeltme Fransa diye yazınca Fransız filmi zannetmiştim değilmiş. Bu arada buldum filmi izlicem birazdan. hehe.
YanıtlaSil