31 Mart 2008 Pazartesi

Yalnız Ağaç / Alone Tree

Mart 31, 2008 1 Comments
Kullandığım programın bir sürü çeşitte fırça özelliği, farklı boya görünümleri var. Bu tarz programlar gerçekten işleri çok kolaylaştırıyor. Mesela bu resim mause ile yapıldı ve çok kısa sürede bitti. Parçacık özelliklerinden yaprağı seçerek ağaç yapraklarını yaptım. Başka bir özelliği ile meyvaları ve çimleri yaptım. Çok hoş oldu. Bu resimler henüz programı keşfetme resimleri. Buna rağmen çok hoş görünüyorlar.

The program I used have a lot of brush and painting types. This kind of programs make works very easy. For example, I made this picture with mouse and finished in a little time. I chose particle brush to make leaf and flowers. I used another kind of particle brush for grass and air brush for clouds. Although it is a picture of program exploration, it seems very nice.

30 Mart 2008 Pazar

Plansız Çizimler / Planless Pictures

Mart 30, 2008 0 Comments
Çoğu zaman rasgele hareketlerle bişeyler karalayıp, daha sonra bunu birşeye benzetip şekillendirmek hoşuma gider. Aşağıdaki resim de böyle ortaya çıktı. Genellikle kısa süren bu çalışmalar bazen planlansa da yapılamayacak kadar güzel sonuçlar verebiliyor.

I usually like drawing randomly and then forming it to an object. The picture below arised by this way. This kind of works usually are completed in a little time and the result can be very good.

Aşağıdaki de bir logo çalışması. Aile ile ilgili kurumlar için uygun olabilir.
This picture is a logo assay. It may be appropriate for family associations.

29 Mart 2008 Cumartesi

Okyanus ve Çocuk / Ocean and Kid

Mart 29, 2008 0 Comments
Okyanus Kitapevi için yaptığım el ilanı resmi. Çocukların hoşuna gitmesi umuduyla hazırladım. Bu çizim tabletle yapıldı, sanırım acemiliğim titrek hatlardan belli oluyor. Bu sitenin, çizimlerimdeki ilerlemeyi de göstermesi açısından bana faydalı olacağını düşünüyorum. Bakalım ?

This is a bulletin picture for Ocean Bookstore. I worked by hoping kids like it. I fully used my graphical tablet. I guess the shaky lines are saying that I am a beginner. This site will be helpful for observing my progression. We'll see?

Okyanus / Ocean
Tabletle yapılmış bir diğer resim daha. Eski masal kitaplarındaki karakterlere benzedi biraz.

Another picture drawn by using tablet. He seems like boys in old books.

Çocuk /Kid

28 Mart 2008 Cuma

Banner Çalışmaları / Banners

Mart 28, 2008 0 Comments
Çeşitli teknikleri öğrenmek amacıyla yaptığım bannerler. Son zamanlarda grafik tasarımda modern stiller ağırlıkta. Bu her alanda kullanılıyor. Sizin de porselenlerde, nevresimlerde, duvar kağıtlarında vs. bu tarz modern desenler gözünüze çarpmıştır. Pastel renkler, basit ve sade şekillerden oluşan kombinasyonlar gerçekten çok hoş gözüküyor. Bu bannerlerin boyutları yeterince büyük. Hoşunuza gidenler varsa kullanabilirsiniz. Tabi nerden alındığı söylenirse sevinirim.

I did these banner to learn some technics. Graphical art mostly uses modern styles in the recent times. This styles have widely usage of decorating porcelains, bed sheets, wall papers etc. Combinatons of pastel colors and simple geometrical patterns really look very nice. If you like banners below, you can download and use them. Their dimensions are enough big for web sites.

Doğum Günü Kutlaması / Birthday Celebrating

Mart 28, 2008 1 Comments
Dün çok sevdiğim bir arkadaşımın doğum günüydü. Onun için yaptığım kartı ve dileklerimi yayınlarsam hoşuna gider diye düşündüm. Tekrar doğum günün kutlu olsun. Hep böyle neşeli ve güzel (hem için hem dışın) kalman dileğiyle...

Yesterday was my dear friend's birthday. I thought if I publish my wishes and this card which I made for her, she will be happy. Again happy birthday. I hope you are always cheerful and beautiful (inner and outer appearance).

Bu resmi bir ikona bakarak yaptım. Tabi tam onun gibi olmadı. Kol ve bacak ayrıntılarını fırça ile yapınca biraz bozuldu ama sevimliliğinden birşey kaybetmedi. Ben de silmekten vazgeçtim.

I did the picture inspiring an icon. Of course it didn't look like that. Because of I used the brush for details of arms and legs, it was spoiled. However it was still cute. So I cancelled to push del button.

Aşağıdaki koyun ise bu amaç uğruna hazırlanmış ilk resimdi. Sevimli bir kuzu olacaktı ama biraz büyüdü, ciddi bir anne koyun gibi oldu. Bari o da, bu hayvanlar bloğunda yerini alsın dimi? Gerçekten sanki sadece hayvan resimleri yapıyormuşum gibi oldu ama diğer resimlerimi de yayınlayacağım yakında.

This sheep was the first trial for the same purpose. It was planned to be a pretty lamb but it grown up and looked like a serious mom sheep. It is necessary to add it in this animals blog. It seems like i am making only picture of animals , but i will publish my other works soon.

Damlalar ve Kelebekler / Drops and Butterflies

Mart 28, 2008 0 Comments
Aynı günde yazılmış bir çok yazı olacak ama bir önceki yazıdan sonra biraz sayfa renklensin diye düşündüm. Bir süredir kendi site tasarımım ile uğraştığım fakat bir türlü bitiremeyip bu bloğu açtığım için bir sürü çalışma birikti. Resim yapmaya çocukluğumdan beri meraklı ve çevremdeki insanlar tarafından kabiliyetli bulunmama rağmen, yıllardır doğru düzgün vakit ayırılamamış bu arzum son bir kaç aydır yüzeye çıkmış durumda. Bu durum tesadüfen rastladığım çizer blogcularun etkisiyle oldu ve heveslenip bir tablet aldım. Daha tam alışamasam da tekrar çocukluğuma dönmüş gibi hissediyorum. Çizmek rahatlatıyor, dinlendiriyor ama bazen de usta çizerler gibi yapamadığım için sıkılıyorum. Keşke daha çok zaman ayırsaymışım diye düşünsem de, hiç birşey için geç değil diyorum. Zaten bu çizimler sadece eğlenmek, rahatlamak amacını taşıyor. En azından şimdilik. Zaten beğeni göreceli birşey olduğu için en iyi de olsanız beğenilmeyen, en kötü de olsanız beğenilen resimleriniz olabilir. O yüzden sadece içimden ne gelirse çiziyorum. Resimleri bazen mause ile bazen de tablet ile çiziyorum. Damlalar ve kelebekler adını verdiğim çalışmalar tabletsiz ilk çizimlerimden. Tabi programlar işi oldukça kolaylaştırıyor ama burada devreye yaratıcılık giriyor sanırım. Hazır temalar kullanılsa da onları neye dönüştüreceğin sana kalmış. Bu resimler bakınca beni gülümsetiyor. Gülümseten resimler yapmayı seviyorum.
Kelebekler / Butterflies
Damlalar / Drops

HİSLER -Ciddi İlk Yazı / FEELINGS (The First Serious Article)

Mart 28, 2008 4 Comments
It is too long to translate, maybe later?

Yaşamımızın rengini veren hislerimiz olmasaydı neler olurdu bilemiyorum. Sevinçlerimiz, kızgınlıklarımız, umutlarımız... Bunlar hayatın tadı tuzu elbette. Yoksa hayat çekilmez olurdu. Ancak bu yazıda değinmek istediğim, hislerimize ne kadar bağlı yaşadığımız, onların bizi nasıl tutarsızca yönlendirdiği ve nasıl savrulduğumuz.

Atalarımız can çıkar huy çıkmaz demişler. İnatçılık, kıskançlık, gururlu ve ya neşeli olmak gibi huylar aslında hislerimizin bedenimize ve davranışlarımıza yansımasıdır. Bu huyların ölene kadar değişmeyeceğini düşünürüz. Oysa bu ancak, incelemeyen düşünmeyen ve uğraşmayan insanlar için geçerli. Zaten çevremizde "eskiden çok kötü, kindar bir adamdı, yaşlanınca değişti" yada "o kız gençliğinde çok şımarık ve arsızdı" gibi cümleler duyuyoruz. Bu da bize değişimin mümkün olduğu fikrini veriyor.

Neden huylarımızı değiştirmeliyiz? sorusundan önce hislerin nasıl oluştuğunu anlamamız gerekiyor. O hissi bir huya genelleştirmeden önce. Üzüntü en basit örnek olarak ele alınabilir. Anlaşılması en kolay da odur. Genelde sürekli üzgün değilizdir. Bazen birşey olur ve üzülürüz. Diğer yandan bir olay karşısında her insan aynı derecede üzülmez, buna bazen şaşar anlamakta zorlanırız. İşte acaba bu farklılığı yaratan nedir ve en önemlisi üzülmeye sebep olan kaynak nedir?

Her insan aslında bu sorunun cevabını bilir ancak farkında değildir.Herhangi bir olay yaşadığımızda kafamızdan bazı düşünceler geçer. Zihnimiz o olay için bir yorum yapar ve işte o yorum bizim nasıl hissedeceğimizi söyleyen şeydir. Bunu, diğer tüm hisler için sınayabiliriz. Herhangi birşey hissttiğinizde durup zihninizin içine bir bakın, o sırada aklınızdan bir düşünce geçiyordur. Daha farklı tepki veren insanların farklı olmasının nedeni olay karşısındaki zihinlerinde oluşan yorumların farklı olmasıdır. Dolayısıyla her insan düşüncesinin etki gücü kadar etkilenir. O kadar üzülür ya da sevinir. Aslında hislerin kaynağının düşünce olduğunu farketmek güzel bir şeydir. Çünkü düşünceler değiştirilebilir.

Birçok hissin ( gurur, inat, kıskançlık gibi) altında yatan düşünceler kendiliğinden kontrolsüzce gelişmiştir. Daha çocukken ailenin tutumu, çevrenin etkisi gibi çeşitli nedenlerle olaylara bir düşünce yapıştırırız. Bunlar kontrolsüzce oluşmuş, doğru olup olmadığı sorgulanmamış düşüncelerdir. O olay ve düşünce birbirine bağlanır ve bundan sonraki tüm benzer olaylarda zihin aynı düşünceyi çağırır. Sonuçta hep aynı hisse ulaşırız. Karakter dediğimiz şey de budur. Olaylar karşısında hissettiğimiz şeyler karşısında belli bir tavrımız vardır. Örnek olarak kıskançlığı ele alalım. Daha küçükken sende olmayan birşeyin olmamasının yorumu "niye bende yok" olmuştur beynimizde. Tabi bu yoruma meyleden yine yaşam tarzımız, geleneklerimiz falandır. Ancak mesela bu durum için "onun adına sevindim" şeklinde bir yorum yapan insanda kıskançlık gelişmeyecektir. Genelde yıllar geçse de hiç bir zaman zihnimizi, kişiliğimizi sorgulamadığımız için bunlar olduğu gibi kalacak, farkedip ciddi bir çaba gösterilmezse ölene kadar devam edecektir.

Ancak bu şekilde olması gerekmiyor. Her birimizin hoşlanmadığı huyları vardır ve bunlar değişmez değildir. Budizm de insanların çeşitli yöntemlerle nefsini eğittiklerini okuyoruz. O kadar uzaklara gitmeye de gerek yok dinimizde de ermiş, eren dediğimiz kişiler benzer özelliklere sahipler. Bunlar hakkında her zaman pozitif, sabırlı, güleryüzlü, anlayışlı vs. özelliklerinden bahsedilir. Tabi böyle kişilerde dinî anlamda başka nitelikler de mevcuttur. Burda değinmek istediğim değişimin daha önce pek çok kez yapılmış olduğu ve yapılabileceği.

Şimdi biz de mi ermiş olmaya çalışacağız diye sorulabilir. İsteyen olabilir problem yok. Sadece en azından eğer sonradan sizi pişman eden huylarınız varsa, suratı hep gülen, mutlu olan insanlara özeniyorsanız değişimi denemek için şans verilebilir. Yapılacak şey biraz daha kontrollü olup bizi rahatsız eden his ortaya çıktığı anda içimize yönelmek, o sırada düşündüğümüz şeyi yakalamak. Bu düşünce ilk ne zaman ortaya çıkmış olabilir, bunu irdeledikten sonra, hakikaten sağlam ve doğru bir düşünce mi sorgulamalıyız. Daha sonra eğer yanlış bir düşünce ise doğrusunu, yada çok etkili bir düşünce ise daha az can yakacak bir düşünceyi yerine koymak lazım. Zihnimizde bu düşünceyi birkaç kez tekrarladıktan sonra kendinizi iyi hissedeceksiniz. Ancak hala değişmiyorsa yerine koyduğunuz düşüncenin gerçekten sizi ikna ettiğinden emin olmalısınız. Havada kalıyorsa etkisi az olacaktır. Diğer yandan yıllar boyu, bilmem kaç kere işine düzenli gitmiş bir düşünce var, onu kovmak kolay olmayacaktır. Zamanla benzer olaylarda yeni düşünceyi çağırın. Gün gelecek ki artık sizin doğru düşünceniz çağırıldığında artık eskisi gibi rahatsız olmayacaksınız.

Temel olarak yapılacak şeyi anladıktan sonra yöntemler kişiden kişiye değişebilir. İnsan kendi zihnini incelerse en uygun yolu bulacaktır. Tabi denemelerin bazıları başarısız olabilir yada uzun zaman alabilir. Gerçekte inanılması gereken şey bir şekilde değişimin yapılabildiği ve bunu yapanların olduğudur. Ben de bunu uygulayıp çeşitli ilerlemeler katettim. Zihnime sürekli söylemenin yanında bir süre de hergün yeni düşüncelerimi bir kağıda yazmıştım. Tabi hala beni çok etkileyen bazı düşüncelerim var. Onlar için de uğraşmaya devam ediyorum.

Nefsini eğitmek insana gereksiz gelebilir, "çünkü yaradılışımız böyle" diye düşünenler olacaktır. Tabi seçim de kişiye kalmış ancak bu dünyadaki amacımız, yaşadığımız sınavlarla maneviyatımızı geliştirmektir. Ne derece olgunlaşmış olacağımız bizim elimizdedir ve bu şekilde süreç hızlandırılabilir. Diğer bir gerçek şu ki kontrol edilebilen hisler, insanı daha az acıtır ve ya daha mutlu eder. Bu nokta hakikaten tuhaf. Mutlu olmak veya üzülmek gibi nedenleri hep dış etkenlere bağlanmış olduğunu düşündüğümüz halde, aslında herşey insanın zihninde bitiyor. Sanırım şu söz durumu çok iyi özetleyecek:"İyi bir gün ile kötü bir gün arasındaki tek fark sizin ruh halinizdir." Sevgiyle kalın.

Merhaba / Hello

Mart 28, 2008 1 Comments
Uzun zaman boyunca okuduğum bloglardan sonra artık sadece okuyan değil, düşüncelerini yazan, çizimlerini paylaşan biri olmak istedim ben de. İşte ilk merhaba çizimim.

After I read a lot of blogs, I decided to be not only a reader also a writer and publisher my own drawings. Here is the first welcome picture.