11 Ağustos 2008 Pazartesi

# Dizi # Serials

Diziler / Serials

Evlendiğimizden beri Ce ile tv izlememeye karar vermiştik. Bu yüzden evimize tam teşkilatlı bir tv ve anten uydu vs. almadık. Eski kullandığımız 37 ekran bir tv var sadece, o da eksik olmasın diye odamızda duruyor. Nadiren açılıyor. Televizyonda her gösterileni kayıtsız şartsız seyretmeyi kabul etmek yerine kendi seçtiklerimizi izlemeye başladık: diziler ve filmler.

Orta okula başlarken yabancı dil olarak kuradan Fransızca seçmiştim. Lisede ve üniversitenin ilk yılında olan yabancı dil dersinde de Fransızca okudum. Orta okuldaki öğretmenimiz oldukça iyi öğretmişti ama şimdi nadiren hatırlıyorum. Yüksek Lisans yapmaya karar verdiğimde bilim dünyasında yaygın olan İngilizce'yi öğrenmem gerekiyordu. Hazırlık olarak 2000 yılında bir yıl İngilizce eğitimi aldım, öğrendim. Üniversiteden yeni mezun olduğum için, o yaşta daha bilinçli şekilde yabancı dile sahip çıkmıştım. Aradan geçen yıllarda sürekli okumaktan ingilizcem gelişti. Fakat hala konuşma ve konuşulanları anlama konusunda pek iyi değildim. İşte iki yıl önce evlenmemizle birlikte, yabancı diziler ve filmleri akşamlarımıza eklememiz sebebiyle farkında olmadan, anlayışım ve konuşmam gelişti. Hatta bu sürecin başlamasından birkaç ay sonra hiç çalışmadan girdiğim üds sınavında daha önceki girişimden çok yüksek bir puan aldım. Üds sınavı sorunum kalmadı artık.

Dizileri önce Türkçe altyazılı izlemeye başladık, daha sonra Türkçe altyazısı olmayan dizileri İngilizce altyazıyla seyrettik. Daha sonra da hiç altyazısız olanları da izledik, çünkü bazı diziler ve filmler için altyazı bulma imkanı dahi yoktu. Bu arada söyleyeyim Ce'nin İngilizce ile hiç bir problemi yok, ana dili gibi biliyor maşallah. Amma, gel evde konuşalım benim dilim gelişsin deyince de asla ağzına almayacak kadar Türkçeci.

Şimdi seyrettiğimiz dizileri listeleyeyim. Genelde dizileri Ce seçer, zevklerimiz ortak olduğundan ben de çoğunlukla beğenirim. İkimizde bilimle içiçe olduğumuzdan bilimkurgu türlerini ve değişik fikirleri severiz.

İlki elbetteki LOST


İlk üç sezonu baştan sona üç kere seyrettik, son sezonu Amerika'da oynadıktan birgün sonra düzenli olarak seyrettik. 5. sezon başlamadan bir ay kadar önce 4. sezonu tekrar gözden geçireceğiz. Tüm olasılıklar, ipuçları gibi şeylere kafa yorduk, ama malesef çevremde sıkı bir lostçu yok tartışabileceğim. Son sezonu biraz hızlı geliştirdiler ama bilim adamlarının işin içine katılmasıyla harika fikirler çıktı. Hele Faraday... (acaba benim mesleğimle alakası ne?)

İkincisi LOST ROOM

Bu dizi Türkiye'de de oynadı ama biz çok daha önce seyretmiştik. 1,5 saatlik 3 bölümden oluşan bir seri. Türkiye'de 45 dakikalık 6 bölüm halinde gösterildi. O zamanlar bize Lost'tan daha orjinal gelmişti. Ama adamlar devam etmemişler onca fanlarına rağmen. Harika bir senaryo...

Bir diğeri EUREKA

Tam bir bilim kurgu. İnanılmaz efektler ve dahice fikirler. Bu dizi de biz ilk sezonu bitirdikten sonra Tr de oynamaya başladı. Bir yaz dizisi. Şu anda 3. sezonundan 2 bölüm oynadı ve biz hemen izledik. Diziyi ilk seyrettiğimizde Türkçe altyazı bulunmuyordu, şimdi bulunuyor ama gerçeken seyrettiğim tüm diziler içinde bana en hızlı ve kısaltılmış ingilizce ile konuşulan bu geldi. İlk başlarda takip etmeke zorlanmıştım.

Elbette KYLE XY

Bu diziyi yine Tr de yayınlanmadan önce keşfettik ve seyrettik. 2009 da üçüncü sezonu sabırsızlıkla bekliyoruz. Anne rahminde değil, bir küvette yetişmiş olan Kyle, beyninin normalden daha fazla gelişmiş olması nedeniyle normal olmayan şeyler yapabilmektedir. Bunun dışında dizi çok sıcak bir aile dizisi. Seyredenler aile ilişkileri hakkında oldukça bilgileniyorlar. Bu arada dizinin başrol oyuncusu Matt Dallas ise diğer yıldızların aksine inanılmaz mütevazi, akıllı biri. Bu açıdan da çok takdir ettim.

EARTH 2

1994 yılında bir sezonluk dizi olarak yapılmış ve yayınlanmış bizim TRT'de de oynamış. Ce küçükken seyretmiş -aslında çok da küçük değilmiş ama sanki bana daha önce oynamış gibi geliyor. 1994 de oynadığı bilgisini wikiden bulmuştum herhalde doğrudur- bir daha seyredelim dedik. O yıllardaki yapımlara göre oldukça iyi. O kadar iyi ki Lost'un bazı sahnelerinin Earth 2 den alındığına dair söylentiler var. Bu linkte kısaca özetlemiş. Earth 2 deki True'nun babası (sanırım adı Dangizer olan oydu) daha sonra Lost'ta kısa bir süreliğine göründü ve en son seyrettiğimiz daha sonra anlatacağım Carnivale'de Peder Justin rolünde. Merak edenlere konusu da burda ama ingilizce.
Devamı bir sonraki postta.

4 yorum:

  1. Sevgili GECEciğim,bahsetmiş olduğun bazı dizileri biliyorum sayende. Bilmediklerimi de merak ettim doğrusu bende izlemek isterim. Nereden ne şekilde olabileceğini öğrenirim senden. Bizlerle de paylaştığın için teşekkürler çok iyi olmuş.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba gece,

    dizi zevklerimiz çok benzer, tv dizilerinden ben de bihaberim, hem dizi hem de diğer programlardan, lostu sabahlara kadar peş peşe izlemiştik, bahsettiğin diğer dizilerde sanki bana uygunlar gibi geldi, "tnt" kanalında çok güzel dizi ya da filmler çıkabiliyor, lost'u da yayınlıyorlar zaten. sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Tnt kanalından da haberim var ancak dedim ya tv'nin esaretinden kurtulmuş yaşamaya alışınca artık tv izlemek çok zor geliyor. Hem zamanlarının gelmesini beklemek hem de reklamların bitmesini.

    YanıtlaSil
  4. "Prison Break" dizisini de izlemelisiniz. Çok zekice kurgulanmış. Hoşunuza gideceğini düşünüyorum.

    YanıtlaSil