15 Mart 2020 Pazar

# corona

Corona Önlemlerimiz

Corona’lı günlerin 17. geride bırakırken, bu güne kadar neler yaptığımızdan bahsetmek istiyorum biraz. Tabi öncesinde koşullarımızdan bahsetmekte fayda var. Amsterdam merkezine 15 dakika uzaklıkta küçük bir kasabada yaşıyoruz. Nüfusun büyük bir oranı yaşlılardan oluşuyor. Çoğunlukla bahçeli evlerin olduğu, yeşili, suyu bol bir bölge. Küçük bir çarşısı var, burda üç market, işte kasabı çiçekçisi, manavı birer ikişer tane olan dükkanlar var. Hepsini toplasan bir avm etmez o derece az, küçük bir çarşı. Haliyle hiç bir zaman yoğun değil, kendi halkı dışında turisti ziyaretçisi olmayan bir yer. Esnaf dışında çok fazla iş yeri de yok, genelde çalışanlar Amsterdama veya havaalanı yakınındaki iş merkezleri bölgesine işe gider. Bu sakin kasabayı hep sevdim ama şimdi daha bir seviyorum, en azından biraz daha izole bir yaşamın içindeyiz.

Corona haberleri çıktığından itibaren, çocuklar okula hep gitti ama onun dışındaki keyfi gezilerimiz olsun, arkadaş buluşmaları olsun hep kaçındık. Hollandaca dersimi zaten online alıyorum, haftada bir katıldığım konuşma grubum yine bizim burda, tanıdığım bildiğim kişilerden oluşuyor, arada markete gitmek dışında hiç bir yere gitmedim ve arkadaşlarımı da bir ay oldu göremedim. Eşim de bu süre boyunca hep evden çalıştı (toplam 2-3 gün gitmiştir başlarda), şimdi de evden çalışmaya devam edecek. Kızımın jimnastik ve keman dersleri vardı, gitti ama jimnastiği zaten küçük bir grup, keman birebirdi. Oğlum kulak iltihabı oldu diye son iki haftadır yüzme ve diğer derslerine gitmemişti zaten, yani bu zamana kadar okul hariç oldukça yalıtılmış idik. Okulda da elbette, diğer veliler her yere gitmiş gelmiş olabilir ama bir sınıftaki çocuk ve veli hep aynı kişilerden oluşuyor, yani nispeten daha az sirkülasyon var. Bir müze, cafe veya restoran gibi değil yani, onlarda insan sirkülasyonu fazla, kim girip çıkıyor belli değil. Toplu taşıtları hiç kullanmadık, bir yere de gitmedik zaten. Hafta sonları da sadece boş alanlara, ormana gittik; hiç kapalı mekan veya ev ziyareti yapmadık.

Bir önceki yazımda okulların tatil edilmediğini söylemiştim. Yazımı yazdıktan bir süre sonra, yeni bir haber geldi, isteyen kişiler çocuklarını göndermeyebileceklermiş ve normalde olan para cezası kaldırılmış. Bunun üzerine biz de bir süre göndermemeye karar verdik ama şu an hala aile birliklerin baskıları devam ediyor belki kararlar değişir diye tahmin ediyoruz.

Okula devam ettikleri günlerde okuldan gelir gelmez, soyunmak, el yüz yıkamak, okula dezenfektan götürmek gibi önlemler aldık ama kızımın (8 yaş) öğretmenleri zaten çocukları uyarıyor, birkaç kere el yıkatıyordu ancak oğlumun sınıfında (5 yaş) ufak çocuklar o kadar özen göstermiyordu tabi ki. Fakat her gün sınıfa girişte ve çıkışta yapılan öğretmenle el tokalaşması bitti, öğretmenler kendilerince dikkat ettiler. Artık ne kadar yapabilirlerse.


Bağışıklığımızı güçlendirmek için ise yediklerimize daha özen göstermeye gayret ettim. Her gün çeşit çeşit yemekler, çorbalar yapmaya gayret ediyorum. İçlerine sarımsak soğan ilave etmek, zerdeçal gibi çok sık kullanmadığım baharatları katmak gibi ne yapsam kardır anlayışıyla pişmiş yemekler :)) Çocuklarım normalde bu güne kadar d vitamini dışında hiç takviye almadılar (ne balık yağı ne vitamin), ama maşallahları var. Kızım hiç antibiyotik kullanmadı oğlum da hayatında ilk defa iki hafta önce kulak iltihabı için kullandı. Bu yılın başında kızımın jimnastik dersleri yoğunlaştığında doktordan tavsiye almıştım, ek vitamine gerek yok demişti, beslenmesine dikkat et yeter. Çok şükür, yemedikleri şeyler olsa da, her besin grubundan yeteri kadar yedikleri çeşitler var. Ben de onların seveceği şekillerde sunmaya çalışıyorum. Biz de eşimle beslenmemize zaten her zaman dikkat ederiz, ilaveten dvitamini alıyoruz (hava çok kapalı) ve arada yorgunluklarımız için multivitamin ve magnezyum takviyesi hep hayatımızda olan şeylerdi. Şimdi bunlara devam ederken, sadece çocukları jelibon şeker gibi olan multivitamin vermeye başladık. Zengin ve ev yapımı beslenmeye aynen devam.

Hemen ilk gun degil ama bir haftadir bir miktar stok yapmaya da baslamistim. Stogun nedeni, evden cikis oranimizi azaltmak elbette. Tuvalet kagidi (evet ben de aldim ama indirimdeydi), bakliyatlar, makarna cesitleri, bozulmayacak kadar sebze ve meyve gibi.  Yine de cok abartmadim cunku buz dolabina koyulan seyler icin yerim yok. Ancak hala almam gereken seyler var, mesela sadece gunluk sut kullanmamiza ragmen, ne olur ne olmaz diye uzun omurlu uht sutler, bir miktar daha konserve alabilirim.

Fazla meyveleri dondurucuya attim smothie ve meyveli yogurt icin iyi oluyor.
~telefondan yazmaya basladim ama bilgisayara gecmek zorunda kaldim, turkce karakterler gidiyor buradan itibaren~

Gectigimiz carsamba gunu de, bir hisimla cikip bir miktar recetesiz ilac stogu yaptim ki bugun neredeyse hic bulunmaz hale gelmis. Corona gecirenlerin hastalik semptomlarinin seyrine gore yapilan ilac tavsiyelerini arastirip bir liste cikardim ve bunlari toparlamaya calistim. Normalde bazi evlerde bu tip ilaclar belki hep bulunuyordur ama bizde pek olmuyor, varsa da tarihi gecmis falan oluyor, bu yuzden hic bir ilacimiz yoktu. Simdi bir iki eksigim disinda ilk temel supplementler hazir.




Eger sizde de yoksa onceden almanizda fayda olabilir, cunku herkes ayni anda hastalandiginda bulmak zorlasacaktir. Diger yandan belli bir tedavisi olmadigi icin, doktorlar da hastayi rahatlatici bu tip ilaclar oneriyorlarmis.

- Hastalik once ates ile basliyormus, bu surecte ates dusuruculer tavsiye ediliyor. Daha cok paracetamol icerikli olanlar olmaliymis, cunku ibupurofenin hastaligi tetikledigi bulunmus cinliler tarafindan. (ben aldim ibuprofen ama haberi sonra gordum)
- Sonra bogaz agrisi, hafif nezle seklinde. Bu surecte bogaz agrisina iyi gelen ilaclar, pastiller falan kullanilabilirmis.
- Sonra gogus altina ilerleyip, hastalik nefes darligi, okusuruk sekline donusuyormus bu asamada da, nefes acici burun spreyleri, balgam sokuculer, oksuruk gidericiler tavsiye edilmis. Ben de bunlari ve bir de cok sevdigim icin nefes acici olarak okaliptus yagi aldim.
- Bunlarin disinda hasta olanlarin yogun c vitamini almasi tavsiye ediliyor diye, hap seklinde ve suda eriyen c vitamini kapsulleri.

Bunlari simdiden kullanmiyoruz elbette (multivitaminler haric), eger hasta olursak (insallah olmayiz tabi), doktor tavsiyesine de uyarak kullanmak uzere almistim, ne olur ne olmaz diye.

Bir de bagisiklik icin taze zencefil rendesi, bal, limon, top karabiber bir kavanoza hazirladim, arada kasikliyoruz. Tursu, yogurt,kefir gibi prebiyotikleri yemeye de gayret ediyoruz. Sizin de onerileriniz varsa duymak isterim.

Resmen kafayi yemeden bu sureci atlatabiliriz umarim. Herkese saglikli gunler insallah.




2 yorum:

  1. Gayet organize geldin gözüme inşallah hasta olmadan atlatırsınız, toplumca kafayı yemek üzereyim buralar bile bir değişik

    YanıtlaSil
  2. Daha tek bir adım atmış değilim önlem açısından. İlaçlardan başlamak mantıklı geliyor çocuklar için bol bol ateş düşürücü almalı. Benim de ilacım minosettir oldum olası. Off...

    YanıtlaSil