28 Kasım 2019 Perşembe

Yazamadan Biten Hikaye

Kuşumuz Lily’i yanlışlıkla kaçırdıktan sonra araya yaz tatili girmiş, döndükten sonra yeni bir kuşun hevesiyle yanıp tutuşmaya başlamıştık. Biraz yeniden okul telaşına alışma, biraz da araştırma derken yeni kuşumuz Loly’i evimize getirdiğimiz tarih 2 Kasım, bize alışıp kafamıza konmaya başladığı tarih 5 Kasım ve onu kaybedip toprağa verdiğimiz tarih 25 Kasım. Sadece 23 gün geçirdiğimize inanamıyorum. Çünkü o kadar kısa sürede o kadar alışmış ve samimi olmuştuk ki, eski kuşun haftalar süren alışmasına karşın bunun üç günde alışması, çocuklarım okuldan gelince daha kapıda seslerini duyup cıvıldaması, vın diye uçup üstlerine atlaması, onlar oynarken illa yanıbaşlarında pıtır pıtır dolaşması... Başlangıçta şaşırıp Lily diye seslendiğimiz halde hiç hata yapmadan Loly diye bahsetmeye bile alışmıştık.

Geçtiğimiz pazartesi günü yine çocukların etrafından ayrılmıyordu. Lily’nin aksine yerde çok daha fazla zaman geçiriyordu ve ben de hep korkuyordum. Olmadık yerleresıkışacak veya yanlışlıkla basacağız diye. Nitekim yine masaya oturup bacağını sallandıran oğlumun bacağının arkasına yapışmış onunla sallandıktan bir süre sonra gözden kaybolmuştu. Dedim Loly nerde göremedim, dikkat edin çocuklar. Aradan beş dakika geçti bir cikleme, oğlum üzerine basayazmış ama basmamış ayağını kaldırmış, hemen kaçtı iki üç metre uzaklaştı ama biraz korktu sanırım, boynunu büktü içine sindi bir garip hale büründü. Alıp kafesine koydum, güvende hisseder ne bileyim su içer falan diye ama öyle ilginç ki resmen baygınlık geçiriyor gibiydi, zemine yattı, ayakta duramıyordu. Kanadı falan kırık mı bir yeri zedelenmiş mi diye baktım hiçbir şey yoktu, sadece titriyordu. Öylece bıraktım. Ah bırakmaz olaydım, gerçi ne yapacağımı da bilmiyorum ya bir kaç dakika sonra üstüste cılız ciklemeleri duyuldu. Elime aldım, sevdim okşadım, gözleri yarı açık (sonradan anlıyorum meğer son can çığırtılarıymış) ama hala sıcak sanki kalp atışını da hissediyorum ama emin de değilim o pıtpıtlar onun kalbinden mi yoksa benim paniklemiş vücudumun parmaklarıma yaptığı zonklamalar mı anlayamıyorum. Hemen çoluk çocuk veterine koşturuyoruz, veteriner kalbini dinliyor evet malesef ölmüş :( Diyorum neden, kontrol ediyor bir yara yok, belki korkudan diyor.

Sonra kedisi kuşları yakalayıp getirdiği için bir çok şoka girmiş kuş gören arkadaşım diyor ki şoka girmiş. Kalpleri çok zayıf şoka girince kriz geçirip ölüyorlar. Kurtarmak çok zor.

Bu gün kendime yeni yeni geliyorum, günlerdir son ciklemeleri kulağımdan gitmiyor, avucumun içinde kayıp giderken hissettiğim çaresizlik beni allak bullak ediyor, son nefesini belki avucumda vermiş oluşu beni ürpertiyor. Tabi bir yandan da çocukları sakinleştirmeye çalışmak. Oğluma onun suçu olmadığına ikna etmek... Fakat onlar yine de benden daha kolay kabullendi.

Bir önceki gün instagrama çocuklarla oynayan Loly fotoğrafını koymuştum. Belki de nazara geldi güzel kuşum. Hiç unutmayacağım <3 p="">





17 yorum:

  1. Ah kıyamam çok zor bir duygu ben de 3 yıllık kedimin son nefeslerini duyup uyanmıştım gece insan zor atlatıyor ama çocuklar suçluluktan kurtardıysa ş0kür o da bişeydir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. cocuklar daha basit dusunuyor biz daha derin anlamlar yukluyoruz olaylara, belki eski yaralarimizi kanirtiyoruz falan. genelde bir cok farkli durumda gozlemledigim bu, cocuklar icin hersey daha kolay

      Sil
  2. Yüreğim acıdı işte sırf bu nazar ihtimalinden dolayı her fotoğrafımı (çocuklarımın ve sevdiğim şeyleri) defalarca düşünerek paylaşıyorum her türlü göz var bunu kontrol etmek mümkün değil..çok üzüldüm özellikle de çocuklar için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de artik o kere dusunecegim sanirim :(

      Sil
  3. Çok üzüldüm.

    Sema

    YanıtlaSil
  4. Uff çok üzüldüm minik cana. Umarım kısa sürede atlatırsınız üzüntüsünü :(
    Bizim kuşumuzda kedi gördüğünden korkudan ölmüştü ve veteriner de onaylamıştı. Malesef çok zayıf kalpleri kuzucukların :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. benim de cok kusum oldu hic boyle bir olay yasamamistim, her kus ayni derecede hassas degil sanirim. bu sansimiza oyle cikti ve belki de hassas oldugu icin boyle kolay alismisti

      Sil
  5. Ya.. Çok üzüldüm gerçekten. :/

    YanıtlaSil
  6. Ah güzelim benim ne şekermiş gidişi de vicdanları yakan bir gidiş olmuş çok üzüldüm
    Üniversitedeyken boncuk vardı bizde de gidişine çook ağladığım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olume tanik olmak cok can yakiyor ama doganin da bir parcasi yasam dogum ve olum. Kabullenmekten baska yapacak birsey yok.

      Sil
  7. Cok normal kucucuk kus cocuklarin arasinda dolasirsa olacak o zahten, yazinin ilk satirlarinda anladim dedim kus ezildi. Kendiniz bile tahmin etmisiniz birgun ezilecek diye. Lutfen birdaha eve kus almayiniz yazik

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. belki almayiz ama bir hikaye var belki duymussunuzdur. adamin birine bir kahin bogularak olecegini soylemis. Adam da omru boyunca denizden havuzdan butun sulardan uzak durmus. Fakat bir gun (muhtemelen eceli geldiginde) su icerken bogulmus ve olmus. Olum her yerde.

      Sil
    2. Bu ne biçim yorum :( Yukarıda açıklanmış zaten ama ölüm nedeninin ne önemi var, çocuk basmış ezilmiş olsa bile bunun üstüne basarak kanırtmanın, çocuğa "sen yaptın işte" diye parmak sallamanın ne anlamı, ne katkısı var? Bazen sadece bir çok üzüldüm duymak ister insan, suçlu kim programı değil burası.
      Bunu yazdım çünkü aklıma geldi kesin biri çıkar böyle münasebetsiz bi laf eder, zaten acı duyan insanları üzer dedim. Çünkü kuşu bırak, çocuğunu yitirenlere bile "sen öyle yaptın da bu nedenle öldü" diyenler çıkıyor.... yeter artık. Biraz düşünün de konuşun ya. karşınızdaki insan "he çocuk bastı öldü haha bitane daha alcam" diyen biri değil, düşünceli biri, üzüntülü biri....

      Sil