8 Haziran 2016 Çarşamba

# Annelik # İki çocuklu hayat

İki Çocuklu Hayata Bir Genel Bakış

Biliyorum benden büyük yaşta iki veya daha fazla çocuğu olanlar diyecekler ki "amaan bunun da yazdığı şeye bak, çok sıradan". Çünkü ben de artık tek çocuğun her birşeyinin yazıldığı yazılara öyle tepki veriyorum. Fakat tabi ki kınamıyorum çünkü ben de yaptım ☺️

İki çocuklu olduktan sonra bazı meseleler insana tırt geliyor. Uyumadı mı? Boşver. Ek gıdaya başlasam mı? Ne kadar geç o kadar rahatlık. Yemedi mi? Acıkınca yer. Uyku eğitimi mi? Ne gereği var. Tuvalet eğitimi mi? Keyfi ne zaman gelirse. Sağlıklı beslenme mi? Ne kadar mümkün oluyorsa o.

Aslında ilk çocukta düzenlemek için emek harcadığımız rutinler, eğitimler falan ikinci  çocukta boşveriliyor. Sebebi annenin rahat olması olarak adlandırılsa da işin aslı vakitsizlik. Bir türlü böyle işlere vakit ayrılamıyor, bir türlü düzen kurulamıyor (evdeki diğer çocuk ihlal ediyor falan), vakit bulunsa bile anne bununla zamanını harcamak istemiyor, bulduğu her fırsatta dinlenmek istiyor :))

Bizim evden örnekler vereyim. Oğlumun gündüz uykusunun saati asla aynı değildir. Önceki akşam kaçta yattığına (her akşam aynı saatte yatırmaya gayret ediyoruz ancak yok ablayla kudurmaktan, yok oyunu bırakamamaktan hep değişiyor) ve gece kaliteli uyuyup uyuyamamasına göre değişir. Ki bu da -eğer diş, hastalık vs yoksa- açlığına bağlıdır. Yatmadan önce iyi yemişse iyi uyur yememişse sık uyanır falan. Nitekim ertesi günkü öğle uykusu asla düzenli olamıyor.

Bir türlü düzelemeyen mesele de yemek. Gece emince bizim kahvaltı ettiğimiz saatte acıkmamış oluyor. Onun kahvaltı saati geldiğinde ablasının atıştırma saati geliyor. E bu bebe de o abur cuburu istiyor, kıza yalvar yakar şimdi yeme annecim bekle desem de dinlemiyor. Böyle hallerde iki lokma sağlıklı, üç lokma abur cubur şeklinde acayip bir düzen  oluyor ya da olamıyor. Abla okulda olduğunda biraz daha iyi düzen ama baştan söyleyeyim ikinci çocuklar yasak gıdalarla daha erken tanışıyor.

Küçük büyüğünü her konuda taklit etmek istediğinden, onun elindeki her oyuncağın aynısını istiyor, erkenden herşeyin aynısından iki tane dönemi başlıyor. Oğluma aldığım bebek oyuncaklarının hiç biri kullanılmadı, doğrudan ablasınınkilerle başladı, erkenden boya yapmayı, sabun baloncukları üflemeyi, tırmanmayı zıplamayı öğrendi. Evde her an bir tehlikeli hareketler oluyor ve iki saniye rahat oturmak mümkün değil. 

İkinci çocuklar büyük çocuğun programına göre yollarda veya bekleme odalarında büyüyor. Okul-kurs yollarında, aktivite derslerinin bekleme salonlarında, büyük çocuğa uygun parklarda... Fakat ne gariptir ki büyük çocuğun arkadaşlarını arkadaş ediniyor, buralarda bulunmaktan memnun oluyor ve bu hızlı tempo onu mutlu ediyor. Büyük çocuklarla beraberken onların yaptıklarını denediği için birçok beceriyi daha erken kazanıyor. 

Tek çocuklu hayatta çocuğun sosyalleşmesi için ekstra çaba gerekirken (oyun gruplarına götürmek, parklarda kaynaştırmaya çalışmak gibi), ikinci çocuk  için hiç zahmet etmeye gerek kalmıyor. Abla/abinin varlığı bir yana, onun arkadaşları, bekleme salonlarındaki diğer velilerin ikinci çocukları gibi geniş bir sosyal çevreye sahip oluyorlar :)) Bu yüzden olsa gerek daha rahat oluyorlar.

Böyle bakınca ikinci çocuğun fazla bir yükü  yokmuş gibi görünüyor, gerçekten öyle. Geçenlerde bir yorumda da yazmıştım, ilk çocuk doğduğunda hayat duruyor, herşeyimizi ona endeksliyoruz ama ikinci çocuk olanca hızıyla akıp giden hayatın içine doğuyor. Olması gereken de bu aslında, yüzyıllardır tüm annelerin yaptığı bu çünkü. İşte bu yüzden ikinci çocuk hayatın durması değil, daha da zenginleşmesi demek oluyor.

13 yorum:

  1. Tum yazdıklarıni cok iyi anlıyorum ama genede ikinci korkutuyor canım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle katiliyorum. Okumasi sahane ama bana gore degil :)

      Sil
    2. Herkesin gönlüne göre olsun tabi

      Sil
  2. Ama şimdi yazıda olmayan bir şey de var ki ikinci çocuk anneye profesyonellik unvanını kazandırıyor :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında o deyimi kullanmak istemedim çünkü bence bu profesyonellik değil de anneliğin olması gereken hali. Özellikle burda görüyorum yabancı anneler ilk çocuklarından itibaren öyleler biz o kadar ciddiye alıyormuşuz ki resmen batırmışız bu yüzden. Akışına bırakınca annelik gerçekliğine kavuşuyor

      Sil
  3. Harika tespitler gerçekten herşey aynen dediğiniz gibi oluyor. Çok da güzel anlaşılır net ifade etmişsiniz. Aralarında 1,5 yaş olan çocuklarım var ve tam anlattığınız şeyleri yaşadım ben de. Şu an 9 ve 7,5 yaşındalar, hayatımız tempolu ama belli bir düzen içerisinde ilerliyor. Kolaylıklar diliyorum size.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tempo bizi genç kıloyor galiba ben öyle hissediyorum şuan :))

      Sil
  4. Aynen de öyle oluyor :)
    Hızlı bir akış içinde büyüyüp gidiyor ikinciler. Belki de o nedenle onlara iat fotolar videolar daha az ya da daha az özenli :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında ben hala özenliyim fotolar konusunda ama tabi ki tek değil artık fotolarda. Özellikle birlikte yaptığı şeyleri kaçırmak istemiyorum

      Sil
  5. Tespitler çok yerinde olmuş. Kesinlikle hepsine katılıyorum. Özellikle yasaklı yiyeceklerle tanışma konusu maalesef ki daha erken başlanıyor. Benim en hayıflandığım konu...İlk çocukta anne-baba kendini paralıyor ikincisinde kardeş oyunları ve iletişimi olunca kısmen daha rahat bir anne-baba modeli çıkıyor ortaya.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında o kadar çok takıntı yapıyormuşuz ki bu konuları, anneliğin ve çocuğun tadını çıkaramıyormuşuz dertlenmekten

      Sil
  6. Tek çocuklu olanları yav heee he diyerek dinleme olayı bende de mevcut :))) hele ki ilk çocuğuna hamileleri :) tabi ki bu yollardan geçtiğim için "bunlar daha iyi günlerin" cilik yapmıyorum kimseye. Ama ne yalan söyleyeyim, o mükemmel ve çok aşırı bilinçli anne olma idealini omuzlarından tutup "öyle bi dünya yok tamam mı? Ben olamadım sen de olamayacaksın" diye sarsmak istiyorum bazen :))) nefret ettiğimiz şeylere dönüşmek ne kadar kısa zaman alıyor ben bile şaşırıyorum :)

    Ha bu arada eskiden nefret ettiğim "bunlar daha iyi günlerin"ci tayfaya da artık hiç sesimi çıkarmıyor, sebatla dinliyorum. Doğrudur aplam, haklısındır adım gibi eminim diyorum :)

    Benim yazıda bu konuda beyin fırtınası estirmiştik sevgili gece, selam çakman gözümden kaçmadı :) ama yine de birlikte kahkahalar attıkları cıvıltılar, sarılıp öpüşmeleri, yürürken el ele tutuşmaları dünayalara bedel değil mi be! Yemişim sağlıklı beslenmesini, uyku düzenini.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen. Bir de o haller yeni ikinci kez anne olmuş ne yapacağını bilemeyen anneler için de geçerli ama tabi ki çaktırmıyoruz :)) Herşey yoluna giriyor bir şekilde. Evet şu öpmeler oynamalar sarılmalar herşeye bedel nasıl içim gidiyor anlatamam izlerken

      Sil