vize işlemleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
vize işlemleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Aralık 2011 Cuma

Ufuktaki Ülke Toz Oldu

Aralık 02, 2011 7 Comments
19. Hafta yazımda ufukta başka bir ülke olduğunu söylemiş ve bu amaçla Türkiye'ye gitmiştim. Yaşadığım tecrübeleri yazmak istiyorum ki bizim durumumuzda olanlar çıkarsa yardımcı olsun diye.

Helocum daha aramızda yokken eşime, Polonya Wroclaw'da bulunan IBM den iş teklifi gelmişti. Bu teklife çok şaşırdık çünkü eşim bu konuda hiç bir girişimde bulunmamıştı. Yıllar önce bir siteye yüklediği özgeçmişinden itibaren ki bu özgeçmiş güncel bile değil, onu bulmuşlar ve teklif sundular. Aslında mevcut işi (T-Systems) ile IBM arasında firma büyüklüğü açısından pek bir fark olmamasına rağmen, bize teklif ettikleri iki kat fazla maaş ile değerlendirmeye karar verdik. Bir de Slovakya'daki kirada oturduğumuz daireden pek memnun değildik, zaten değiştireceğiz başka bir ülke olur diye düşündük.

Hemen çalışma izni için işlemlere başladılar. Çalışma ve oturma izni için süre 45 gün gözükmesine rağmen temmuz başında yapılan başvuru ekim ortalarında sonuçlandı. Bu izni çıkarırken firma AB içinde uygun eleman bulunmadığını eşimin istenilen eleman olduğunu tahahhüt etmesi gerekiyor. Bu açıdan çalışma izninin çıkması, bir vize yada oturma izni yanında en zor aşama. Gel gör ki bizim ülkemizde bulunan konsolosluklar vize verme konusunda bile o kadar zorluyorlar ki.

Çalışma izni çıktıktan sonra IBM'in yönlendirdiği danışmanlık firması bize önce uzun dönem (1 yıllık ülke vizesi) alıp oraya gelmemizi, orda ev bulup yaşamaya başladıktan sonra oturma izni çıkartabileceğimizi söyledi. Önce Slovakya'daki Polonya elçiliği ile görüştük. Ancak uzun zamandır iş yapmadıklarından olsa gerek bize nasıl vize vereceklerini bilemediler. Biliyorsunuz AB üyeleri artık kendi aralarında dolaşım ve çalışma hakkına sahip oluyor, dolayısıyla Slovakya'daki elçiliğin yaptığı belki de hiç bir iş yok bilmiyorum. Onların kafaları karışınca biz de uzmanlaşmış Türkiye'ye gider ordan yaparız dedik. Öncesinde defalarca telefonda konuştuk. Durumumuzun farklılığını anlattık, Slovakya'dan gideceğimizi, Slovakya'ya ait oturma iznimiz olduğunu, vize işlemleri için Türkiye'ye geleceğimizi...

İlk başta benim Cem'le aynı anda gidip gidemeyeceğimi bilmiyorduk, dediler ki eşe refakat gerekçesiyle aynı anda başvurursanız size de vize çıkar, iyi dedik sevindik. Evrakları hazırlamaya giriştik. Bu arada eşimin Türkiyeye gelmek için izni az olduğundan, benim onun adına başvuru yapıp yapamayacağımı sorduk oluyormuş, Cem de teslim almaya gelecekti.

Sonraki olayları yazmadan önce Slovakya'ya nasıl geldiğimizi anlatsam iyi olacak. Burada da bir danışmanlık firması yardımcı oldu. Eşimle aynı anda gelemedik ama işleyiş şöyleydi. Eşime çalışma izni çıktıktan sonra oturma iznine başvurduk, ikimize de oturma izni çıktı ancak o izin Slovakya'da yapıştırılacaktı pasaporta. Bunun için konsolosluk da ülkeye girebilmemiz için 1 aylık bir vize verdi. Ülkeye girdikten sonra yabancılar polisine gidip oturma iznimizi yapıştırttık. Ancak burada bir husus var.  Oturma izni başvurularında ikamet adresi gösterilmesi, dolayısıyla önceden bir kira kontratı yapılması gerekiyor. T-Systems için çok sayıda yabancı uyruklu çalışan geldiği için firma yabancılar polisi ile işbirliği içinde çalışıyor. Biz daha gitmeden oturma iznine başvurduğumuz için aslında, gerçek olmayan bir kira ve adres gösterilmiş oldu, sonra gittiğimizde evi tuttuktan sonra oturma izninde adres değişikliği bildirdik.

Polonya böyle bir uygulamayı yapmıyor yada yanlış buluyor olmalı. Temelde çok doğru bir yöntem değil elbette, ancak bir şirket oraya milyon dolarlık bir yatırım yapıyorsa, resmi kurumların biraz yardımcı olmaları beklenir. Nitekim T-Systems sadece Kosice'deki 2000 çalışanıyla bu ülkede bulunan diğer network şirketlerinden çok daha fazla iş yapıyor ve bu yıl da birinci seçilmiş yine. Çoğu Slovak olan 2000 kişiye iş imkanı sağlamış oluyor. Polonya'daki IBM in de benzer şekilde olması muhtemel.

Yazı çok uzuyor ama bütünlük açısından bölmesem iyi olacak. Ben önden vize işlemleri için Cuma günü İstanbul'a geldim. Seyahat sigortası ve Cem başvuru sırasında eşime bakacağım diye bir dilekçe vermesi gerektiği için, maaşını göstermesi ve varsa banka hesap dökümü gerekiyordu. Vakit kaybetmemek için Cts ve Pazar güneri bankanın açık şubesini bulup oraya gittim. Çok daha önceden eşim bana banka ve resmi işlemler için noter tasdikli vekaletname bırakmıştı. Bu vekaletname ile onun adına olan hesapta ne kadar para olduğunu gösteren bir kıytırık belge almamın çok zor olmayacağını sandım, yanılmışım...

Bu vekaletnamede aklınıza gelebilecek, adlarını bile bilmediğim işlemleri yapabilmeme yetki verilmiş, madde madde yazıyor, ama açıkça "hesap dökümünü gösteren belge alabilir" yazmıyor diye bana bir çıktı veremiyorlarmış. Tam üç gün bunun için uğraştım. Yok genel müdürlüklere soruyorlar, ne yapacaklarını bilemiyorlar, her biri farklı yönlendiriyor, resmen delirdim. İlk zamanlar hava da soğuk ve yağmurluydu yollarda rezil oldum. En sonunda vekaletname yine işe yaramadı, Cem Slovakya'dan eşim belgeyi alabilir diye faks çekti, onun üzerine verdiler.

Pazartesi mesai bitimine doğru belgeyi aldım, o gün yine konsolosluğa birşey sormak için telefon etmiştim, sekreter bayanın bir anda aklına gedi, Cem 1 yıllık vizeye başvurabilirmiş ama ben 1 yıllık değil 3 aylık schengen vizesine başvurabilirmişim. Hoppala nerden çıktı şimdi bu, çünkü 3 aylık vize hamile olduğum için riskli. Eğer üç ayda oturma iznim çıkmazsa doğuma yakın sınır dışı edilirim, ne yaparım o zaman bilmiyorum. Dediler ki eğer vize bitiminden 45 gün önce başvurursak oturma izni için, süre aşsa bile atamıyorlarmış ülkeden. Büyük risk ama hadi bakalım öyle olsun dedik, ertesi gün konsolosluğa gittim.

Bana sıra geldi ve evrakları verdim, incelediler belgeler eksik dediler. Sayıyorum şimdi sıkı durun. Önce eşimin pasaportu yokmuş o olması lazımmış (fotokopisi vardı, biz vize çıkınca teslimat sırasında yapıştırırlar sanıyorduk). E telefonda demiştiniz oluyor diye. Ama o öyle dememiş pasaportla gelecekmişim. Dedim eşimin pasaportunu alırsam o nasıl gelecek sonra Slovakya'dan. Kabul etmediler tabi yanlış yönlendirdiklerini.

İkinci eksik belge benim Türkiye'de nerede çalıştığımı gösteren belgeler. Hiç bahsetmemişlerdi, işte neyin nesiymişim bilmeleri lazımmış.

Üçüncüsü ise en komik olan Polonya'ya nasıl gideceğimizi gösteren belge. Uçak bileti yada tren bileti vs. Biz uçakla gitmeyeceğiz ama vize almadan uçak biletinizi almanız gerekiyor, eğer olurda vize çıkmazsa bilet yanacak olsun önemli değil, küçük bir ayrıntı bu. Tövbe yarabbim ama bizim durum daha komik. Dedim uçakla gitmicez, karayolu ile gidicez. O zaman ülkeler arası seyahat kurallarına uygun olması için, hangi araçla gideceksek o aracın, ruhsat, sigorta vs belgeleri, sağlık durumunu gösteren belge gerekiyormuş. Dedim arabamız yok, bir nakliye yada ticari araçla, otobüsle falan gidicez, hangi araçla gideceğimizi nerden bileyim. Yok illaki lazımmış. Almadılar başvuruyu, zaten Cem de eğer zorlarlarsa hiç uğraşma vazgeçeriz demişti.

Sonra Cem IBM'e yazdı vize vermiyorlar diye, adamlar şaşırdı nasıl olur vs, zorlayın dediler. Artık ben uğraşmayı bıraktım eşim Slovakya'dan konsolosluğu aradı. Araç belgesi gösteremeyeceğimizi bildiren bir dilekçe yazmamız yeterliymiş ve eşim de Tr'ye gelince müracatını yapacak pasaportuyla, onunki hemen bulunduğu sürede çıkacak. Ben de ondan 3-4 gün önce başvurumu yapacağım, çalıştığımı gösteren belge de alırım dedim bir hafta sonra yeniden gittim. Bu sefer telefonla kesin konuştular ya rahatım olacak diye.

Yine sıra geldi belgeleri verdim, tek tek incelediler sonra pasaportumda Slovakya'ya ait oturma iznimi gördüler. Daha bir yıl zamanı olduğu için, bizim size vize vermemize gerek yok, bu oturma izni ile 90 güne kadar (schengen de 90 gün ya) kalabilirsiniz dediler. Bunu daha önce akıl edememeleri ayrı hikaye, dedim ki biz sizden vizeyi alınca Slovakya'ya döneceğiz, eşim işinden ayrılacak, bu oturma izni işinden ayrıldığı anda iptal oluyor çünkü çalışmaya bağlı. Eğer vize vermezseniz ben nasıl gidicem Polonya'ya. Dediler biz bunu bir araştıralım, Pazartesi günü de eşim başvuruya gelecekti, onla beraber alırız senin başvurunu dediler. Biz de o zamana kadar öğrenmiş oluruz. Ama dedim uçağım çarşamba günü, pazartesi başvurursam çarşambaya yetişir mi? Yetiştiririz dediler. Çıktım.

Pazartesi oldu, beraber gittik bu sefer. Cem daha önce araştırmış, oturma izni varken vize alınabiliyormuş, ama başka bir ülkeden yine oturma izni alınamıyormuş. Onlar da ısrarla oturma izni pasaportta yapışıkken vize veremeyeceklerini söylüyorlar. Ancak eşimin vize başvurusu 1 yıllık ya onunki oluyor, benimki 90 günlük diye olmuyor, e bana da bir yıllık verin  onu da vermiyorlar. İllaki Slovakyaya gidip önce işten istifa etmesi, oturma iznini sonlandırması, ardından Türkiye'ye gelip vize başvurusu yapmamızı, sonra ordan Polonyaya gitmemizi söylüyorlar. Cem de diyor ki bana vize verip veremeyeceğinizden emin olmadan nasıl istifa edeyim, ya işsiz kalırsam. Diğer yandan onca eşya ile Türkiye'ye dön, belirsiz bir süre bekle, yeniden Polonya'ya taşın, bunun masrafları bir yana hamilelik var,  zırt diye her istediğini yapamıyorsun. Cem sinirlendi belgelerini geri istedi, başvurmuyorum ülkeniz sizin olsun dedi ve defteri kapattık.

Sonra da ben derin bir oh çektim. Olayın belirsizliği beni daha çok geriyordu, orada doktor / hastane arayışları olacaktı, bebek nasıl etkilenecekti vs. Şimdi IBM duruma şaşkın ve hala yazışıyorlar ama en son ne aşamadalar bilmiyorum.

Aslında burada konsolosluk yanlış yönlendirmeler dışında suçlu değil. Çünkü onların da standart kategorilerine uymayan bir durumdu bizimkisi. Dolayısıyla müfredatın dışına çıkamadılar. Eğer Helo olmasaydı ayrı kalmayı, beklemeyi göze alabilirdik ama bu durumda risk almamayı seçtiğimiz için bu şekilde sonuçlandı. Yani bir süre daha Slovakya'dayız :)