20 Şubat 2012 Pazartesi

# duvar süsü # GeBelik Günlüğüm

34. Hafta, Tam Bir Hamile

Bugün 34. hafta bitip de 35'e başladığımız için çok ama çok gerginim. Önceden 35 den sonra artık beklemek gerek, o zamana kadar tüm işlerimi bitirmeliyim diye kendimi şartlandırıyordum, ancak gel gör ki yine bir arpa boyu ilerleyememiş durumdayım. Bu yüzden öyle stresliyim ki, stresten ne uyuyabiliyorum, ne de zamanın keyfini çıkarabiliyorum. Herhalde her hamilenin bu haftalarda tek düşündüğü doğum ve sonrası olurken, ben onları değil işlerimi düşünüyorum, planlarıma sadık kalmadığım için kendimi suçluyorum, Helo'ya bu hafta yeteri kadar özen bile göstermedim bu yüzden :(

Belki bu stresin vücuduma getirdiği uyuşukluktan, ya da artık iyice şiştiğimden bilmiyorum, bu hafta ilk defa kendimi tam hamile gibi hissetmeye başladım. Bu zamana kadar aldığım kilolar ve karnımın şişliği hareketlerime ve enerjime çok etki etmemişti. Şikayet edebileceğim bir fiziksel rahatsızlığım yoktu, ama bu hafta öyle değil, tamamen değişti.

Artık ellerim iyice şişiyor, geceleri uyuşuyor,sabah masajla kendine geliyor ancak. Yatakta bir yandan bir yana dönmek, yataktan kalkmak çok zor. Yataktan kalkmadan önce, yemek yedikten sonra masadan kalkarken bir süre düşünüyorum, cidden düşünüyorum acaba kalkmasam olur mu, nasıl kalkacağım diye. Öyle zor geliyor ki. Kollarım bedenimi çekmeye zayıf kalıyor. Yatağımın tam yanında bulunan beşiğe tutunup kalkıyorum, sağlamlığı defalarca test edilmiş oldu onun da.

Yatarken aynı yönde bir süre kalınca yanlarım ağrımaya başlıyor, içimden söylüyorum, "yanlarım ağrıyor hasanım, sünger yatak isterim hasanım". Demek ki insanın yanlarının ağrıması böyle bişeymiş daha önce hiç bilmiyormuşum. Aralık ayının sonuna doğru yatağı almış olmamıza rağmen benim yattığım yer çökmeye başladı, üstelik oldukça kaliteli bir yataktı böyle dokusu özel, aloe veralı falan. Eyvah diyorum nasıl da çökertmişim.

Bir de ilk defa bu hafta dizlerimdeki eklemler de uyuşmaya başladı geceleri. Hamileliğin bu dönemlerimde eklem ağrıları normalmiş, ödem sinirlere baskı yapıyormuş. Fakat bir gece sağ dizim uyuşup kalınca ve ben bacağımı hareket ettiremeyince çok korktum. O gece bacağımın arasında yastık yoktu, sonra koyunca bir daha olmadı neyse ki.

Yani uzun lafın kısası, bu fiziksel sıkıntılar beni sıkmaya başladı. Cem'e ah vah ettikçe, diyor ki "merak etme az kaldı, geçecek". Bu sefer de başlıyorum "bana az kaldı demeee daha bir sürü işim var" diye söylenmeye. Garibim ne diyeceğini bilemiyor, birkaç seferden sonra, "merak etme geçecek, daha çok var ama" diyor :)

Dün gece yine kendimi o kadar kasmışım ki, uzun bir süre rahatlayıp uyuyamadım. Sürekli işlerim konusunda kafamda planlar yapıyorum, A planı, B planı, C planı çeşit çeşit planlar. Allahım nolur planlarımı gerçekleştireyim diye içimden çığlıklar kopuyor ama sonra kendime geliyorum, "utan kendinden, bebeğini düşünüp ona dua edecekken, işleri düşünüyorsun" diye kendimi suçluyorum bu sefer de. İç huzurum yine elden gitti anlayacağınız.

Herhalde bu güne kadar yazdığım en şikayet dolu post oldu bu ama, ilerde başka hamilelik yaşarsam kıyaslamak açısından olduğu gibi yazmam lazım. Bu hislerle doluyken, aslında hamileliğin öyle aman aman keyifli birşey olmadığını düşünüyorum kendim için, belki de çoğunlukla yalnız ve birçok kişiye göre nispeten farklı bir dönem geçirdiğimdendir.

Biraz da Helocuğumla ilgili bilgi vereyim. Uykuları ve hareketleri düzenli, aşırı sarsıcı tekmeleri yok. Son iki gündür acaba yan mı döndü bilmiyorum karnımın sağından soluna doğru bir gerginlik hissediyorum. Özellikle sağ tarafımda kafası (yada poposu olabilir) yuvarlak bir çıkıntı oluyor ve orayı oldukça zorluyor.

Daha önce yazmış mıydım bilmiyorum, bazen bir süre hareketini hissetmeyince, içimden bir tepki vermesini istiyorum. Telepatik olarak aramızda bir bağ var mı, düşüncelerimi anlıyor mu diye. Neredeyse hepsinde yanıt vermekte gecikmiyor. Uyuyorsa bile bir tekme atıp yeniden uyumaya devam ediyor. Aramızda telepatik bir bağ olduğuna inanıyorum.

Helo'nun gerçek ismini yazdıktan sonra, içime bir kuşku düşmüştü. Daha önce hiç o ismin bir etiketlemeye sebep olup olmayacağını düşünmemiştim. Sonrasında aklıma geldi, acaba belli bir kökene aitmiş gibi yaftalanır mı isimden dolayı diye. Bir süre tereddüt ettim, hatta başladığım duvar süsüne bile devam etmek istemedi canım. Sonra düşündüm, bir yıl sonra bile ne olacağı, şartların nasıl değişeceği belli değilken, çok ileriki bir zaman için bunu kestirmek olanaksız. Kaldı ki bebeğimiz belki Türkiye'de hiç yaşamayabilir bile (Allah bilir), bu yüzden iç sesimden başka birşeye kulak vermemeliyim dedim ve süsümüzü tamamladım.


İmkansızlık insanı gerçekten yaratıcı yapıyormuş. Cem bile şaşırdı, çok güzel oldu çünkü. İsmin yanına bir kelebek kondurmayı düşünmüştüm. Nevresimlerimizde kelebekler var ve kulplarımız da çiçekli. Kelebek figürünü yazıcıdan çıkartıp biraz taşmış şekilde kesmiştim. Kartonu da bu şablona göre kestim, ardından kağıdı kapladım ama kelebek şekli pek belirgin olmadı. Sonra yazıcıdan çıkardığım kağıtta, beyaz yerleri makasla keserek boşalttım ve kartonun üzerine yapıştırdım. Böylece siyah hatlarıyla daha belirgin oldu kelebek.


Kelebeğin noktalı çizgi şeklinde gösterdiğim yolunu da siyah bantı (hani elektrik kabloları için olan bant) minik minik keserek yaptım. Yine harfleri ve kelebeği siyah bantla yapıştırdım, çünkü bu bant iyi yapışıyor ama duvardan kolayca çıkıyor, hiç iz bırakmıyor. Siyah oluşunu özellikle tercih ettim biliyorsunuz, başlarda bebekler sadece konstrast renkleri görebiliyor. Helocum bu süsü yattığı yerden görebilecek.

Resimde isim çok baskın gözükmüyor ama odada oldukça dikkat çekiyor aslında. Aynı uygulamayı, kuş, uğur böceği, arı, helikopter, uçak gibi figürler için yapabilirsiniz. Neredeyse sıfır maliyetli bir süsleme oluyor :)

11 yorum:

  1. endiselerini cok iyi anliyorum. ama herkesin dedigi gibi bu anlarin tadini cikar. mesela telepatik iletsimini gelistirmeye calis Dila sultan ile. ya da klasik muzik dinlet. biz bebiskoya hamileyken dinlettik. ilk 3 ay uyumadigi aksamlarda ne zaman acsak muzigi hep sakinlesti. simdi de uyku arkadasi (playskool) var, klasik muzik esliginde ona sarilarak uyuyor cogu zaman :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Telepati konusunda eşimle de önceden düşüncelerimiz ve çalışmalarımız vardı, bu yüzden uzun zamandır çalışıyorum aslında. Tavsiyen üzerine klasik müzik çalan bir radyo dinliyorum, normalde ben pek sevmem aslında. Uyku arkadaşı ben de almıştım galiba aynı marka ama istanbulda kaldı ilk zamanlar kullanamayacağız bu yüzden

      Sil
  2. Canım...
    Yorgunluğunu endişelerini kafanda uçuşan onca planları o kadar iyi anlıyorum ki...
    Ama inan 9 ay 10 gün değilde bu hamilelik 12 ay olsa yine o kafamızda planladığımız sıraya koyduğumuz işler bir türlü bitmiyor.
    Sonra bebek dünyaya geldikten sonra da onunla ne kadar vakit geçirirsen geçir hep şu sorular uçuşuyor kafanın bir yerlerinde
    'iyi bir annemiyim?
    yeterince ilgilenebiliyormuyum?
    kaçırdığım, atladığım herhangi bir şey varmı? '
    bende şimdiler de bile oluyor ki Duru 5 yaşına Haziran'da girecek.
    O nedenle bunları daha da düşünüp kendine işkence yapma derim.

    Dila'cığın odasındaki süs ise harika olmuş...
    Ellerine emeğine sağlık...
    Çok çok şanslı bir prenses geliyor ve çok iyi bir şekilde dört dörtlük büyüyecek senin elinde.

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Endişeli bir yaşama hazırlamam lazım kendimi biliyorum, inşallah dediğin gibi olur herşey

      Sil
  3. gececigim inan o dusunceler her hamilenin basindan geciyor kendini kasma bebegini dusun ve hosca hamileligini gecir ki inan dogumdan sonra asil kosusturmaca basliyor benden demesi...afedersin wcye gidecek vaktin bile olmuyor....:)
    ben oyle oldum inan bende geceleri hic uymaz herseyi kafaya takan bir tip olmustum hamileyken simdi yaniyorum o uykusuz gecelerime keske uysaydim diye cunku su siralar uykuyu unutmus durumdayim....

    ayrica susunuz cok hos olmus ellerine saglik benim malzemeler coktandir hazir foamboard almistim aylar once ama elim degip birturlu baslayamadim simdide oyle yogunluk,bebek,ev...

    offf benimd eicim sisti sanirsam...

    kendine iyi bak...dilayada...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aslında uykusuzluğu pek dert etmeyeceğim gibi geliyor bana ama büyük konuşmayayım tabi, doğduktan sonra bütün enerjimi ve zihnimi ona ayıracağım için öncesinde ne kadar iş bitirsem kardır diye düşündüm hep

      Sil
  4. son haftalarda bu durumun gercekten cok normal artık yeter gelsın bıtsin bile diyorsun ama tabııı hayırlısı ile vaktınde olsun ınsallah..
    süsü ismi herseı cok cici olmuş..adıyla yasasın inşallah

    YanıtlaSil
  5. Ne güzel bir isim böyle. Size yeni mailimi yolladım. Görüşmek üzere...

    YanıtlaSil
  6. bence de herşey normal ve yolunda yalnızlıktan dolayı streslisin bunu biliyoruz Allah her zaman yardımcın olsun elimziden sana bol bol dua etrmkelten başka birşey gelmiyor...yine muhteşem eser yaratmıssın çok güzel olmuş ama bilmeni isterim bir cümlene fena halde canım sıkıldı Dila belki hiç Turkiye'de yaşayamayabilir:((( korktuğum ve hiç istemediğim bir şey kesinleşti sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. daha şimdiden hiç birşey bilemeyeceğimiz için öyle yazdım, aslında yazarken düşündüğüm belki lise üniversite falan yurt dısında okur ki, isim konusunda en kafaya takılan zamanlar onlardır onu kastetmiştim, kesinleşen de hiç birşey yok hatta tam tersine buralarda yasadıktan sonra ülke özlemi daha ağır basmaya baslıyor

      Sil
  7. dilacığın da süsü çok güzel olmuş kelebekleri severim her yerimizde var.:)

    stres de normal sanırım ben daha önceden başladım bakalım geçecek mi yakınlarda.

    YanıtlaSil