8 Şubat 2011 Salı

# biz # kayak

Önce Vın Sonra Bıjj


Geçen sene hatırlarsanız, Önce Pıtı Pıtı Sonra Bıjj başlıklı bir yazı yazmıştım. Geçen yıl sadece kar görmek, biraz kartopu oynamak amacıyla Uludağ'a gitmiştik. Bu tatil eşim yurt dışına gitmeden önce yapacağımız son tatildi ve uzun bir süre (geçenlerdeki  hafta sonu için gittiğimiz Barcelona tatiline kadar) birdaha tatil yapamadık. Neyse o zaman Uludağ'a gittiğimizde bağımlılık yaratacak bir şekilde kayma tutkunu olacağım hiç aklıma gelmezdi. Otelimiz ücretsiz kayak dersleri veriyordu ve denedik. Sonra da tutulduk. Ardından dönünce bir daha ne zaman kayacağımız meçhul olmasına rağmen kayak dışında (taşımak zor olurdu) bütün kayak malzelerimizi almaya başladık. Kayak montu, pantalonu, iç giysileri, eldivenleri ve kayak çorapları. Tabi şapka ve gözlük de var. Kayak kıyafetlerinin özelliği, su ve rüzgar geçirmez olmaları, aynı zamanda terletmemeleri, haraket özgürlüğü sağlamaları, üşütmeyecek kadar kalın olmaları vs. Tam bir teknoloji ürünü.

Tabi o zamanlar Slovakya'nın en önemli turistik özelliğinin kayak merkezleri olduğunu bilmiyorduk. Evimize yakın mesafede (15 ile 45 dak uzaklıkta) 5-6 kayak merkezi varmış. Biz de hafta sonu için günü birlik gittik. Ve inşallah daha da gideceğiz.


Gittiğimiz yer 40 dakka uzaklıkta Krompachy isimli bir kasaba. Burayı tercih etmemizin nedeni pistinde yapay kar oluşu. Yerlerde şu an kar var ama kayacak kadar değil, burası ise her daim kaymaya hazır. İlk resimde solda bir buğulu görüntü göreceksiniz. O kar püskürtme makinasından püsküren karlar. Her gece sabaha kadar o makine püskürtüyor ardından gün içinde durup, insanlar kaymaya başlıyor. İkinci resimde ise ağaçların hemen önünde ise makinalar çalışmıyor halde iken görülüyor.  İkinci resimde görülen telesiej başlangıç seviyesindekiler için, resmin ilerisinde yer alan dumanlı dağlar gibi görünen pist ise daha ileri seviye pistler. Biz başlangıç seviyesini kullandık, çünkü o tepeler gözümüzü korkuttu. Ama gün bitince diğer seferlerde onları denemeye karşı daha cesaretli hissediyorduk.


Resimlerde gördüğünüz tüm karlar, yapay kar,  normal kardan farkı yok sadece gökten değil makineden yağıyor. Ancak tüm o geniş alanı nasıl doldurduklarını aklım almıyor.


Evet bu da benim kayağım. Uludağ'da beyaz kayak pantalonlu kızlara imrenmiştim ve ben de beyaz aldım. Ancak burda bakıyorum ki neredeyse hiç bir kızda beyaz pantalon yok. Bu insanlar güvenliğe çok dikkat ediyorlar. Kar ile konstrast olması ve insanların sana çarpmaması için koyu renkler giymek gerekiyor aslında. Neyse ki montum mor idi.


Geçen yıl telesiej benim gözümü korkutmuştu. Bacakların titriyordu resmen, bu yıl öyle kolay geldi ki, hiç düşmeden (tama itiraf edyorum ilk seferde inerken panik yapıp düştüm) gayet iyi yaptım. Ellerimle tutunmadan, çalan müziğe eşlik ederek, keyifle... Ve hatta fotoğraf çekerek, aşağıdaki resimde önümde giden eşimin fotoğrafı.


Ama bu telesiejin geçen senekinden farkı tek kişilik olması ki bence daha kolay olmasının sebebi o, çünkü diğerinde iki kişilikti ve denge sorunu vardı. En ufak bir harekette iki kişinin de kontrol edebilmesi zor.

havalı koca



Burda herkes kayıyor. Resimde gördüğünüz küçük eleman sanıyorum 2 yaşında (gün içinde bolca inceledim). Büyükler iki küçüğe kayma öğretiyorardı. En küçük elemanı telesiejde tek başına giderken görünce zaten bana cesaret gelmişti. O yapıyor da ben yapamıyorsam....


Kendimi telesiejde giderken bu kadar çekebildim.


Bu da başka bir küçük eleman, 3 yaşında falandır, harika kayıyorlar. sadece çocuklar değil 60 yaşından büyük yaşlılar da gördüm.

Ve o günden sonra kayağa gerçekten tutkun olduğumu anladım. O kadar güzel ki keşke herkes zevkini tadabilse. Kendimi kuş gibi hissediyorum, zaman zaman hız yapıyorum. Müthiş zevkli.

Geçen yıl ders aldığımız hoca bize bir püf noktası vermişti. Bunu daha önce başka kayanlara sormuştum, farkında değildiler ve burda da öğretenleri inceledim kimse öyle yapmıyordu. Normalde kayak öğretilirken eller belde başlanır. Sağa gitmek istersen sağ kolunu yana uzat, sola gitmek istersen sol kolunu... Bu şekilde yönlendirilir. Ancak bizim hoca, nereye gitmek istiyorsan gözünü oraya odakla demişti ve inanılmaz! Gerçekten yarıyor. Defalarca yine denedim, kendimi inceledim (bu sırada vücudumda bir hareket oluyor mu diye- hayır yok) , fizikçi olarak açıklayamıyorum ama gerçekten oluyor. En imkansız görülen noktalara gözümü diktim (mesela genelde aşağı doğru kayılır ya aşağı değil yana, ve hatta tepeye) o noktaya kadar gidiyor. Tabi bu aşamanın biraz daha ilerisi, her yere bakabilirken istediğin yönde gitmek ve artık sorunsuz keyifle kayabiliyorum, kayarken dans bile edebilirim, diğer kayanları seyrediyorum, tam sınırlarından geçiyorum ve ikinci resimde görülen çitten mükemmelce geçip tam turnikenin önünde duruyorum. Bir tek ters kaymayı öğrenmem lazım birkaç denememde biraz oldu sonra düştüm. İlerde snowboard ile kaymayı hayal ediyorum, o kayağa göre biraz daha zordur, dönüşlerde sağa sola bel kıvırmak gerekiyor ( basenler için harika :) biraz daha esneklik gerektiriyor.

Geçen yıl kayak botları çok acıtmıştı ayağımı, bu yıl çorap ve sanıyorum botların daha iyi olması nedeniyle sorunsuz şekilde kaydım. Bir sonraki gidişimizi iple çekiyorum ve çocuğum olursa kesinlikle yürümeyi öğrenir öğrenmez başlatacağım. Aşağıdaki videoda önce yukarda resimleri olan ufak çocuklar arkalarından da ben geliyorum:) Beyaz pantalon hakikaten farkedilmiyor.


4 yorum:

  1. kaymak için yakın bir yerler varsa süper fırsat....

    YanıtlaSil
  2. dağ sgerçekten çok keyifli, özgürlük hissi verirken harcanan enerji ve temiz havadan akşamları sıcakta mayışmak gibiside yok :)

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel görüntüler.Siz de öyle detaylı anlatmışsınız ki okumak ve fotolara bakmak çok güzel geldi..Gitmiş gibi oldum oralara yani:)))

    YanıtlaSil
  4. Özendim valla. Oysa hiç denemediğim bir spor. Biraz da korkuyorum herhalde:) Ama sen anlatınca inan heveslendim:) Beyaz pantolon görünmüyor geçekten. Boyasana:) Ya da kenarlarına eski bir monttan keseceğin parçalarla, çizgiler falan dik. Kaybolmanı istemem:)
    Bu sene İstanbul'da kar yok:( Fotoğraflara bir daha bakayım...

    YanıtlaSil