28 Ekim 2019 Pazartesi

# camping # kamping

Vakantiepark

Instagramda çocuklarıyla birlikte ülke ülke gezen aileler kadar olmasa da, bazı kişilere göre çok gezen bir aileyiz. Gezmeyi çocuklar da dahil hepimizin sevdiği doğrudur. Fakat tüm boş zamanlarını aman tatile gidelim, değişik yer görelim şeklinde bir saplantımız yok. Şahsen bizim evin gezi planlayıcısı benden çok eşimdir. Tatil dışı zamanlarda görüp beğendiği yerleri not eder, kalacak yerler konusunda ise kaliteli ve uygun fiyatlı yerleri nasıl bulacağını bilir.

tipik bir vakantiepark bungalowu

İlk hangi geziyle başladı hatırlamıyorum, sanırım hafta sonu için yaptığımız hollanda içi gezilerde otel yerine bungalow tarzı evleri tercih ettik. Çocuklarla mutfağı olan minik bir ev daha kolaydı ve bir çoğunun çiftliği, parkı vs vardı. Sonra benzer şeyleri aradıkça ne kadar çok olduğunu gördük. Aslında sonrada   öğrendiğime göre, Hollandalılar için tatil demek otelden çok böyle yerler demekmiş. Hatta karavan ve çadır tatilleri. Derler ki Hollanda en çok karavan kullanan ülkeymiş.

tekerlekli prefabrik mobil evler

safari tent 
duvarlari cadirdan oldukca buyuk cadir evleri. icinde her sey normal ev gibi sadece duvarlari bez.

bir safari tent ic gorunum. Bunlarin fiyatlari diger tip evlerden daha ucuz. Sicak aylarda tercih edilebilir ama sogukta da sanirim icinde isiticilari mevcut.
ornek bir agac ev

agac ev ic gorunum

Dolayısıyla neredeyse Avrupanın her yerinde onlarca camping var. Ve bu alanlarda sadece çadır ve karavan değil, bunları tercih etmeyenler için farklı farklı türde evler var. Tekerlekli prefabrik evler, ahşap evler, taştan evler, çadır evler hatta son zamanlarda moda olmaya başlayan ağaç evler. Başka ilginç mekanlar da var. Mesela kızılderili çadırları veya iglo taklidi gibi. Tabi bunlar biraz daha tuzlu oluyor. Diğer yandan oteller de genelde Türkiye’deki gibi herşey dahil hizmetini vermiyor. En iyi ihtimalle kahvaltı dahil oluyor ama kahvaltı olarak da çok fazla bir şey beklememek  lazım. Sadece kruvasan reçel tereyağı ve kahve için kişi başı 15-20 euro verdiğimi bilirim. Oysa çıkıp en yakın kahveciden mis gibi taze kahve ve pastaneden kruvasan alsanız anca 5 eu tutar. Bu yüzden otel tatilleri hem kişi başı ücretleri hem de parayla almak zorunda kaldığın diğer ücretler göz önüne alındığında hiç de ekonomik değil. Ben bu yazıda ucuz tatil nasıl olur onu yazacağım.

İşin sırrı “vakantiepark”da. Aramanızı vakantiepark olarak yapın. Tabi şuna da dikkat ederek. Okulların tatil olduğu yaz aylarında fiyatlar herhangi bir otel fiyatından hallicedir, fakat diğer zamanlarda inanılmaz ekonomik. Zaten rezervasyon yaparken tarihlere bakınca görülecektir.

Biz haftasonu tatillerimizde ve bazen de okulların ara tatilinde, konaklama için vakantiepark tercih ediyoruz. Bunlar genelde orman içinde veya göl kenarlarında bulunuyor, bu yüzden manzaraları oldukça güzel. Avrupa’nın her ülkesinde onlarca var. Genelde bunlar şehrin azıcık dışında olduğu için şehir merkezlerine gidişte araba gerekir. Fakat arabanız olmasa bile kiralamak ve bu parkın konaklaması, şehir merkezinde bir otelden daha ucuza gelebilir. Mesela paris’e gideceksek, oraya bir saat uzaklıktaki vakantiepark’ta kalmak, sabah gidip akşam dönmek kesinlikle çok hesaplı. Yine disneyland için de aynı şey geçerli. Dün yine bir tatilden döndük ve kaldığımız vakantiepark Almanya’da, Köln, Bonn, Lüksemburg, Maastricht, Aachen, Belçika’nın doğu şehirlerine 1-1,5 saat mesafedeydi. Biz de bir gün Lüksemburg, bir gün Maastrich, bir gün yakındaki bir kale gibi farklı yerlere geziler yaptık. Yol mesafesini çocukların dayanabileceği uzunlukta tutmaya gayret ettik. 

Airbnb evleri de otellerden sonra oldukça tercih edilmeye başlandı ancak vakantieparklarla kıyaslandığında onlar da oldukça pahalı. Hatta bazıları otellerden bile pahalı olabiliyor.

Kabaca fiyat dökümü verecek olursam, mesela geçen mayıs ayı başında paris’te fotoğraf çekimi yaptığımızda, oraya bir saat uzaklıktaki vakantieparkta kalmıştık. Sanıyorum 4-5 gün için tüm ödeme 150euro civarıydı. Burada kişi başı değil, kalacağınız ev için gece başına fiyat ödeniyor. Dolayısıyla 3 kişi (oğlum 5 yaşına geldi ama hadi ona bebek karyolası istedik diyelim) 4 gece desek, bir otelde kişi başı gecelik 50 eu vereceğimiz yerde (toplamda 600eu) dördümüz için 150 vermek çok ama çok hesaplı. Yine evin mutfağı olduğu için kahvaltıyı evde yapıp, öğle yemeğini şehri gezerken dışarda yemek, akşam yemeğini de yine evde yemek bizim tercihimiz. Bazı kişiler öğle yemeğini sandviç ile geçiştirip akşam yemeğini restoranda yiyebiliyor tabi. Vakantiparkın kendi restoranında veya dışarda da yenebilir.

Bu güne kadar belki ondan fazla vakantieparkta kaldığım için, artık benim için hazırlığı pratikleşti. Parkın türüne göre değişse de, rezervasyon yaparken öncesinde nelerin dahil olup olmadığını iyi incelemekte fayda var. Bazı parklarda çarşaflar için ek ücret istiyor, bazıları temizliği sen yap, ben yaparsam para alırım diyor (o zaman çıkarken bulduğun gibi temiz bırakman gerekiyor), bazılarında havlu var bazısında yok. Ama genelde hizmetler minimumda tutulur ve bunlar ekstraya girer. 

Biz arabayla gittiğimiz tatillerde çarşaf, nevresim havlu götürüyoruz (dün döndüğümüz tatil için gerekmedi, kullanmadım). Bir çantam bu şekilde neredeyse hep hazır halde. Çarşaf ser topla biraz zahmetli gibi ama çevre duyarlılığı açısından seve seve yapıyorum. Sonra yemeği orda yapacağım için temel malzemeleri bir çanta hazırlıyorum. Ufak bir şişe sıvıyağ, tuz, şeker, çay, kahve, bazı baharatlar, biraz salça, favori bıçağım gibi temel malzemeler. Parkın içindeki veya civardaki marketlerden alışveriş yapılabilir ama bazı ürünleri ufak paketlerde bulmak zor bu yüzden götürmek daha kolay, sonra getirirken daha çok ağırlık olmasın. Bunlardan başka evde biz yokken bozulacağını düşündüğüm evdeki malzemeleri de alıyorum, peynir gibi soğuklar için ısı geçirmez çantam var, ona koyuyorum ve evdeki sebzeleri veya diğer malzemeleri de götürüyorum. Bir çanta da mutfak malzemesi oluyor. Genelde orada pişireceğim yenekleri pratik basit yemekler olarak seçiyorum. Makarna, hazır köfte, bazen hazır pizza gibi. Civardaki marketlerden alışveriş yapıyoruz. Böylece yeme içme konusunda kahvaltı ve akşam yemeğinden kişi başı neredeyse 10-20 euro tasarruf olabiliyor (tabi nerede yediğine göre de değişir).

Şimdi bunları yazınca cimri olduğum sanılmasın. Daha çok, iki farklı seçenek varken pahalısını seçmek istemeyişimden kaynaklanıyor. O arttırdığımız para ile başka tatillere gitmeyi tercih ediyoruz. Diğer yandan özellikle hollandada restoranda yiyeceğiniz yemekler gerçekten verilen paralara değmiyor. Türk mutfağı gibi zengin ve lezzetli değil. Hep aynı şeyler ve genellikle servisi müthiş ağırdır. Benim çocuklar hala restoranda 1 saat yemek bekleyecek yaşa ulaşmadı. Burada restorana gitmek insanlar için yemek yemekten çok,oturup  sohbet etmek, sosyalleşmek anlamına geliyor. Bu durumda çocuklarla evde yemek bizim için daha zahmetsiz. Yani düşünün yemeği pişiriyor olmam bile, restoranda onları zaptetmekten daha kolay :)

Diğer yandan her seferinde farklı evlerde kalmak çok eğlenceli. Kiminde ranza, kiminde dolap içinde yatak gibi çocuklara ilginç gelen şeyler oluyor. Genelde bahçesi, varendası oluyor. Son kaldığımız yerde evde şömine, bahçede gezen bir sincap vardı. Hepimiz bayıldık. Bir keresinde ise evimiz bir at çifliğinin içindeydi, at, camdan bize bakıyordu. Yine vakantiparkların içinde mutlaka kapalı ve açık havuzlar, tenis kortları, çocuk parkları, göl kenarındaysa kano, deniz bisikleti gibi aktiviteleri, kapalı oyun salonları, yani oradan çıkmanıza gerek kalmadan vakit geçirmek için her imkanı oluyor. Bazılarının yaz dönemi için oldukça iyi aquaparkları oluyor.

                           
Kısaca özetleyecek olursam gitmek istediğiniz yerin civarında, önce vakantiepark ve camping diye aramanızı tavsiye ederim. Sonra içlerinden fiyat, olanak karşılaştırmasını yapabilirsiniz. Amsterdam’a çok yakın vakantieparklar bile var. Tabi bu tarz bir tatil herkese uygun olmayabilir fakat deneyince seveceğinize eminim.

Tek bir isletmeye ait olan vakantieparklar oldugu gibi, zincir seklinde parklar da var. http://www.eurocamp.com/ bunlardan biri. Bu siteden neredeyse tum avrupada imkanlar bulabilirsiniz. 



4 yorum:

  1. İyi çalışmalar, Yaratıcı Düşünce'' ana fikrini anlatan kısa hikayemi okumak ve değerli yorumlarla katkıda bulunmak üzere sizi blogumda görmek isterim. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Avusturya’da bunun alternatifi “hütte” sanırım. Yani kulübe. Biz de yıllardır gidiyoruz. Doğa, çiftlik, trekking, göl, orman konseptli tatile bayılıyorum. Bu senin attığın fotolardaki evler gibi olanını hiç görmedim ama burda, çok tatlıymış. Horlanda’ya mı gelsek? ;)

    Havlu çarşaf vs ben de kendim götürüyorum. Çok gereksiz bir masraf bence de! Hatta en son kayak için gideceğimiz kulübede fiyat listesine baktım. Nevresim havlu vs hepsi kalem kalem fiyatlandırılmış. “Mutfak bezi” ne 12€ istiyorlar aksjdjjdjf hani şu bulaşık kurulamak için olan bezler :D
    Yemek işi de aynen öyle. Hem fiyatlar saçma hem alternatif az. Özellikle akşam yemeği çok sıkıntı. Çünkü burda bu tarz yerlerde akşam menüsü “soğuk” oluyor. Yani bir dilim ekmek yanında şarküteri (çiğ salam sucuk, tereyağ..) birer dilim ekmek yemeye 50€ ödemem açıkçası.

    Yalnız burada insanlar her işlerini kendileri yaptıkları için tatilde hiçbirşeye dokunmak istemiyorlar :)) yani bir dilim ekmek hazırlamaktansa 50€ vereyim kafasındalar. Tatilin en güzel yanı yatak toplamamak, sofra kurmamak diyorlar :))) bu zihniyeti değiştiremiyorum bazı arkadaşlarımda :D
    Bir keresinde aynı evi paylaştığımız bir aile nevresim havlu hizmeti almıştı. Ben kendim götürmüştüm. Sabahları eve temizlikçi gelip sadece onların odasını toplayıp gidiyordu hahahhahaha
    Şu dediğin siteye bakacağım. Belki bu civarda da keşfederim bişeyler. Öpüyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hüttekase de kulübe peyniri mi oluyor bu durumda:))
      O zaman seninle aynı kafadayız, keşiflerimizi paylaşalım özelden. Çok güzel yerler var gerçekten. O sitede bulacağından eminim 😘

      Sil