13 Eylül 2019 Cuma

Keşke Hep Yanımda Kalsanız

Kızım (7,5) ve oğlum (4y8ay) birlikte zaman zaman sokağımızda bulunan parka ben olmadan gidiyorlar. Genelde birşey olursa, seslerini duyayım diye kapıyı açık bırakırım. Bizim sokağın evleri bitişik nizam evlerden oluşuyor ve park bizim sırada en sonda yer alıyor. Aramızda 7 ev var, yaklaşık 45mt mesafe. Yalnız gittiklerinde, bana asırlar gibi gelse de 10 dakika bile sürmez geri dönmeleri ve ben içimde çatışmalarla onları sabırsızlıkla bekliyor olurum. Arada bazen kendimi göstermeden bazen de göstererek kontrol ederim.

Dün okuldan geldikten sonra yine parka gitmişlerdi ve bir süre sonra komşu kızı Emma ile birlikte gelip, tepeye gitmek istediklerini söylediler. Parkın biraz daha ilerisinde gölün kenarında bir inşaat var  ve inşaatın biraz öncesinde (inşaat alanı çevrili kesinlikle içeri giremiyorlar) zemini şekillendirirken kalmış toprak yığınlarından minik bir tepecik var. Hollanda’da hiç yokuş ve taş toprak çakıl bulamadıkları için oraya bayılıyorlar. Onların deyimiyle macera dolu bir alan :) Daha önce her gidişimizde ben mutlaka yanlarında olurdum ve bir banka oturup beklerdim. Şimdi ise ilk defa yalnız gideceklerdi. Bu arada belirtmekte fayda var, bizim yaşadığımız çevrede çocukların 6 yaşından sonra yalnız başına sokakta oynamaları olağan karşılanıyor.

Dün hem evdeki işlerin yoğunluğu hem de biraz özgüven geliştirmelerini teşvik etmek amacıyla izin verdim. Bir müddet sonra akşam yemeği için çağırmaya gittim ama olmaları gereken yerde yoktular. Kalbim deli gibi çarpmaya, aklımdan sürüyle düşünce geçmeye başladı. Böyle anlarda sakin kalmak çok zor ama içimdeki karmakarışık gürültünün içinde kalbimdeki o hep güvendiğim iç sesi bulmaya çalışırım. Yine buldum, merak etme iyiler diyordu içimdeki ses, kesin çiftliğe gitmişlerdir. Çiftliğe doğru yöneldim ve bir 10 metre yürüdüm ki karşıma çıktı bizim çete. Çiftlik açık mı diye bakmaya gitmişler şimdi dönüyorlarmış. Bisikletleriyle yanımdan hızlıca geçip eve gittiler. Ben de arkalarından yürürken düşündüm. Tabi sonrasında, sadece tepeye gitmelerine izin verdiğimi, çiftlik için sormaları gerektiğini belirttim.

Ben küçükken okul hayatım boyunca okula yalnız gittim ve hiç de yakın değildi evimize. Belki 2 kö vardır şimdi farkediyorum. İlk okul birinci sınıfta o zaman 5. sınıf olan ablamla gider gelirdik ama ikinci sınıftan itibaren ben sabahçı o öğlenci olunca, hep yalnız gittim. Soğukta ve karanlıkta, yağmurda ve karda (evet eskiden zırt pırt kar tatili olmuyordu). Ben yalnız gider gelirken annem de benim gibi korkuyor muydu? İçini nasıl rahat tutabiliyordu. Okula vardım mı, varmadım mı; ıslandım mı ıslanmadım mı; üşüdüm mü, üşümedim mi? Kendimi onun yerine koyunca, o evde nasıl dururdum, peşlerinden koşup varmış mı diye kontrol etmeden nasıl rahat ederdim? Bilemiyorum. Şu anda bana çoook çok zor geliyor. Fakat elbet tabi gün gelecek bu olaylar benim de başıma gelecek. Ancak sanıyorum ki gsm saatler veya telefonlar sayesinde asla annelerimizin haline düşmeyeceğiz.

Sonra düşündüm. Annem ne kadar rahattı bilemiyorum ama bir şekilde bunu kabullendi. Bunu o zamanlar içinde yaşadığı toplumun yaklaşımı da büyük ölçüde etkiliyor. Sonuçta biz 4-5 yaşlarından itibaren kapı önlerinde oynayan, tüm çocukların kendi başlarına okula gidip geldiği, haliyle çocukların biraz daha sorumluluklarının bilincinde olduğu bir çağda büyüdük. Bütün çocuklar yalnız giderken annemin çocuğu da pekala gidebilirdi.

Bu durumda benim paranoyaklığım annemin eski rahatlığı kadar normal. Günümüzde o kadar çok tehlike var ki, korkularım, endişelerim hiç de yersiz değil. O zaman kendimi suçlamayı bırakıp asıl büyük probleme bakabilirim: peki biz bu dünyada çocuklara ihtiyacı olan özgüveni nasıl vereceğiz ? 😬




5 yorum:

  1. Keşke çocuklarımızı iç huzuru ile sokakta oynayabilseler...

    YanıtlaSil
  2. Çocukları her gün araba ile okula getirip götürürken ben de tam böyle düşündüm,biz eskiden kar kış soğuk sıcak demeden yalnız gidiyorduk ama şimdi okulumuzun yakın olmasına rağmen bir endişe bir telaş meydana geldi,korkuyorum.
    Hele haftada bir okulun çevresinde polislerin dolaştığını görünce o görüntüler korkumu körüklüyor.
    Günümüzde çok kurnazca kurgulanan kötülükler var eskiden bu kadarı yoktu mutlaka kötülük vardı ama insanoğlu fıtratına bu denli ters gitmiyordu,hayvan desem o canlılara hakaret etmiş olurum o boyuta ulaştı dünyanın hali.
    Rabbim cümlemizin yavrularını muhafaza etsin.

    YanıtlaSil
  3. Özgüvenden önce güven.. Güvenlik eğitimi. Önce yaşına uygun hikayelerle, haydi doğru davranışı sen bul oyunlarıyla. Güvenlik bilinci edinmeleri çok önemli..
    Benim yazım da aynı şekildeydi bu hafta, malum Maya da okula başladı ve burada 6 yaşındaki çocukların okula kendileri gidip gelmeleri isteniliyor. Benzer korkularım var ama biryandan da, olması gereken bu diyorum. Bir yorumcum "insanın yaşadığı coğrafya hakikaten kaderi oluyor" demişti, evet doğru.. O memleketin kuralları, senin kişisel endişe ve doğrularının ötesine geçebiliyor. Bakalım, Allaha emanet yavrularımız Gece, Allah korusun kollasın inşallah..

    YanıtlaSil
  4. yolları hep aydınlık ve güzel olsun iyi insanlarla karşılaşsınlar. :)

    YanıtlaSil
  5. 11 yaşındaki kızım henüz sokağımızdaki markete bile yanlız gitmedi, gönderemedim. Güvenmiyorum sokağa, insanlara. Öyle korkunç olaylar görüyor duyuyorum ki. Üstelik benim mahallem en güvenilir görünenlerden olduğu halde. Bir de diğerlerini düşünemiyorum. Ben 46 yaşındayım ve çocukluğumu sabahtan akşama kadar sokakta geçirdim, komşulardan yemek yedim, emanet edildim vs. Harika bir çocukluk geçirdim diyorum ama kızım ve yaşıtları çok şanssız bu konuda.
    Her ne kadar kendisini koruma yöntemlerini anlatıp öğretsekte, küçükler ve güçleri yetmez çoğu zaman karşı koymaya. Haliyle korumacı aile oluveriyoruz bizlerde.

    YanıtlaSil