6 Mart 2016 Pazar

Açlığını Dinleyerek Zayıflamak

Daha önce kilo vermeye başladığımı yazmıştım burada. ( http://ge-ce.blogspot.com.tr/2016/01/3-kilo-ver-3-kilo-al-nereye-kadar.html) O yazıdan sonra vermeye devam ettim. Son bir haftadır annemin evinde biraz almış olabilirim ama (gerçi çok gibi gelmiyor tatil sonunda daha iyi anlayacağım) artık çok dert etmiyorum. Kendime güvenim geldi, verdim yine verebilirim diye düşünüyorum ve bu yüzden rahatım :)

Zayıflamak için özel bir diyet yapmadığımdan bahsetmiştim, fakat yaptığım birşey vardı; açlığımı dinlemek. Böyle bir zayıflama metodu var mı bilmiyorum, herhangi bir yerden fikir almış değilim. Sadece hamileyken aşerdiğimiz şeylerin, aslında vücudumuzun o sırada ihtiyaç duyduğu vitamin ve besinleri içeren yiyecekler olduğunu duymuştum. Ve bu bilgiye gönülden inanıyordum. Yani hamileyken canın turşu çekiyorsa, bunun nedeni turşunun içindeki folik asidi almaktı. 

Bundan başka çocuklarda da bu özelliğin iyi çalıştığını okumuştum. Carlos Gonzales, çocuğu zorlamayın acıktığında vücudunun ihtiyacı olan şeyleri yiyecektir diyordu. Sonra düşündüm, peki daha anne karnında bebekken bile sahip olduğumuz bu içgüdü hala mevcut mudur? Yetişkin olduğumuzda da bedenimiz ihtiyacımız neyse onu arzu eder mi? Etmiyorsa neden etmez, bu mükemmel kurgu nasıl bozulmuş olabilir?

Tabi bu soruların yanıtlarını hala bilmiyorum. Mantık yürüterek, bedenimizde hala bu işlevin olduğunu ama bizim onu dinlemeyi bıraktığımız veya farklı sebeplerden ötürü sinyalleri karıştırdığımız yargısına vardım. Ve canı gönülden bunun hala çalıştığına inandım. Denemekten birşey kaybetmezdim. 

Yaptığım sadece şu, karnım acıktığında (her ne zaman acıkıyorsa, gece gündüz ve saati ne olursa olsun) şöyle içime dönüp canım ne yemek istiyor onu anlamaya çalışıyorum. Peynir ekmek mi, tatlı mı, salata mı, sevdiğim başka bir yemek mi? Pek tabi ki her canım istediğinde onu bulamayabiliyorum ama resmen artık içime işliyor o (aynı aşermek gibi), takip eden birkaç günde onu yemeye uğraşıyorum. Günlük menüleri hazırlarken de bu güdülerime göre hareket ediyorum. Pek tabi ki evde diğer yiyiciler de var, onlar da çoğunlukla bana uyuyorlar ama arada kendim için ayrı yaptığım da oluyor.

Açlığı dinleme konusunda bir zaman alıştırma yapmak gerekebilir. Çünkü günlük beslenmemiz çok fazla dış etkenle yönetiliyor. Bunların başında psikolojik kaynaklı yiyişler geliyor. Can sıkıntısında tatlıya düşmek, vakit yokluğunda ağıza ne bulursak atmak, kalmış yiyecekleri çöpe gitmesin diye yemek, az yemek var diye ekmeğe dadanmak, dışarıda restoranların önünden geçerken kokuların cazibesine kapılmak... gibi. Bunların hiç birinde açlığımızı dinlemiyoruz. Ve ne yazık ki belki de yıllardır beslenmemizi yöneten unsurlar bunlar, en azından benim öyleydi. Bazılarının cazibesine karşı durmak gerçekten zor ama, artık bedenimin çöplük olmadığını, mideme ne bulursam doldurmak yerine kendime özen göstermeyi kendime ilke edindim. Çöpe atılmasın diye yediğimiz yiyeceklerin uzun vadede bedenimize zararları, çöpe atılacak şeyin zararından daha fazla. Diğer yandan sonraya saklamak, hayvanlara ayırmak gibi seçenekler de mümkün.

Böyle yapınca, davetlerde falan bile herşeyi yemek istemiyor insan. Tadına bakılıyor ama menüdeki en cazip şeye (o an canın çektiği şey) odaklanıp onu yiyorsun mesela. 

Ne kadar yiyeceğin konusu da yine benzer mekanizmayla çalışıyor bende. Tamamen tatmin oluncaya, o his geçinceye kadar yiyorum. Şimdi bu yazıyı okuyunca benim canım hep şunu çeker, o zaman onu yerim diye düşünebilirsiniz belki ancak öyle değil. Sadece açlığımı dinleyerek şaşılacak derecede dengeli beslenmeye başladım, demek ki bedenimiz gerçekten işini iyi biliyor.

Deneyip denememek size kalmış ancak kaybedilecek hiç birşey yok. Bu durumda takip edeceğiniz şey, diyet listeleri yerine içgüdüleriniz olacak ve zorla yenilen diyet yemeklerinin yerini keyifli öğünler alacak.
 

3 yorum:

  1. Kesinlikle vücudun sinyallerini dinlemek gerek. Ben de canım birşey isterse yemeye gayret ederim. Bence hemen kolları sıvayın, varolan diyetlere alternatif "GeCe Diyeti" kitabını yazmaya başlayın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sinyalleri doğru yorumlamak birçok kişi için sorun olacak muhtemelen, çünkü özellikle kan şekeri mevzusu karışık. Şeker yedikçe insülin direnci artıyor daha fazla ve sürekli onu yemek isteyip de yersek pek faydalı olmaz pek tabi ki. Benim myle bir sorunum olmadığı için zorlanmadım ama beşki de önce insülin direncini kırmak ardından açlığı dinlemek gerekebilir. Kitap olayları bana çok uzak. Bilimsel temelim olduğu için deneylerle sonuçlanmadan, bilimsel dayanak olmadan kitap yazamam ve insanlara sunamam

      Sil
  2. Kesinlikle katılıyorum. Ben de en çok kilo verdiğim zaman bunu uyguluyordum, tabi yanında kalori de sayıyordum ama kalori saymam sadece dengede tutmak içindi. Güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık :)

    YanıtlaSil