9 Kasım 2014 Pazar

Belki de Sebebi Budur?

En son yazdığım yazıyla ilgili (  http://ge-ce.blogspot.nl/2014/11/an-carpmas.html)  biraz daha açıklama yazmak istedim. O yazıda asıl vurgulamak istediğim anı yaşamanın, kimi zaman hoş birşey olmayabileceğini söylemekti. Gerçekten de eğer yaşadığımız o an içinde, üzüntü, kızgınlık, hastalık gibi can sıkıcı durumlar varsa an'ın tadını çıkarmak gibi birşey söz konusu olamaz. Aksine belki de hoşa giden zamanları düşünüp, o sıkıcı an içinden uzaklaşmak en doğrusu. Bu durumda "anın tadını çıkarın" tavsiyesi "bulunmaktan hoşnut olduğunuz anın tadını çıkarın" şeklinde söylenmeli.

Son zamanlarda hamileliğin getirdiği ağırlık sebebiyle çoğunlukla yorgun hissediyorum. Bu yorgunluğuma sebep yüzde yüz Helo'yu göstermem haksızlık olur. Yazımda daha çok onu şikayet etmiş oldum ve sonrasında düşündüm. Gerçekten bunun tek sorumlusu o mu, hamilelik öncesi ve sonrası neler değişti? Geniş zamanda düşününce aslında öyle olmadığını farkettim.

- Kızım doğal olarak yaşı gereği bazı duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması için bana ihtiyaç duyuyor. Hamilelik öncesi ile karşılaştırdığımda benden beklentilerinin yoğunluğu aslında daha da azaldı. Daha çok bensiz oynuyor, üstelik babysitter ve okul desteği de var. Buna rağmen yine yorgun olmamın sebebinin, kızımın bana olan ihtiyacındaki azalmanın, benim dinlenmeye olan ihtiyacımdaki artışla doğru orantılı olmamasından kaynaklanıyor. Hamilelikte değişimler daha hızlı ilerliyor. Hatta doğumdan sonra kardeş kıskançlığının temelinde bu yatıyor olmalı. Büyük çocuğun anne ilgisine olan ihtiyacının azalma oranı ile annenin verebileceği ilgi dengesizliğinden. Onun etkilenmeyeceği bir azalma ile değil birden bire bir oluşan kesinti sebebiyle olmalı bu çatışmalar. Belki de bunun az yaşandığı ailelerde, bu denge daha iyi kurulmuştur veya büyük çocuk anneye daha az bağımlı olduğu daha ileriki yaşlardadır. Çünkü çocuk büyüdükçe anneye olan bağımlılığı azalıyor.

- Şikayetimin bir diğer sebebi de kızım harici sorumluluklarım ve dinlenme ihtiyacım arasındaki dengesizlik. Günlük ev işlerini ne kadar minumumda tutsam da (ki uzun zaman önce indirdim) her gün yapmam gereken belli işler var. Yemek, ortalık toplama, genel banyo wc temizliği, alışveriş gibi. Bunların getirdiği yorgunluk her gün ortalama aynı seyirde gideken, benim yorulma hızım hamilelik ilerledikçe artıyor. Dolayısıyla desteğim olmadığı sürece buna katlanmak zorundayım. 

Böyle açıkça irdeleyince durumumu daha net anlayabiliyorum şimdi. Oysa ilk aklıma gelen, yorgunluğumdan doğan isyan sebebiyle en bariz örneklerden yakınmaktı. Şimdi günlük işlerimi daha nasıl azaltabilirim meselesine odaklanmam, kızımın kendi başına yeterliliğini -doğal akışına bırakmak yerine- uygun bir ölçüde kademe kademe arttırmam (bu geçişleri uzun vadeye yayarak, doğum sonrasında da dengeyi bozmamaya çalışmam) gerektiğini görüyorum. 





10 yorum:

  1. Aman Gece, şurda biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz yahu.. Rahat ol, bence o yazıda Helo'dan yakınma gibi bir anlam çıkmıyordu. Ayrıca yakınabilirsin de yahu, her zaman çocuklarımıza karşı olumlu duygular içinde olmak zorunda değiliz, bu insanca olmaz. Önemli olan bunları nasıl kontrol altında tutabildiğimiz ki bence sen bunu gayet iyi başarabilen bir annesin çünkü iyi bir gözlemcisin..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyoruz birbirimizi ama o yazıdan sonra bana acıyanlar falan oldu da ondan :))

      Sil
  2. İki yazını da okudum ve sana göre çok daha az tecrübeliyim belki ama günlük işleri azaltma konusunda acaba yapılabilecek bir şeyler var mıdır diye sormak istedim. Yani tam olarak şartları, ortamını bilmiyorum ama bazı şeyleri her gün yapmaktansa 1-2 günlük yemek yapmak, alışverişi eşinle haftalık yapmak gibi şeyler mümkün olabilir mi? Onlar da seni rahatlatır sanki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Verdiğin önerileri yapıyorum kısmen, doğrusu hergün yemek veya aynı işi yapmıyorum ama illa ki her gün için bir miktar iş oluyor. Bize olmasa da kızıma hergün yemek yapmam gerekiyor, her yemeği yemiyor ve doğrusu biraz düzenli beslemeye çalışıyorum. Onun dışında babysitterın geldiği günler biraz daha ev toparla, ona da yemek verdiğim için yemek hazırlama gibi işlerim var. Sonuçta her gün aynı olmasa da her gün için bir miktar yüküm oluyır

      Sil
  3. O yazıyı okuduğumdan beri aslında seni düşünüyordum. Okul ve babysitter yok zannettim hatta. Ama kendini hiç suçlama çünkü seni çok iyi anlıyorum. Eminim gün içinde ne kadar fedakarca kızınla ilgileniyorsundur ama hep insanın içinde bir boşluk kalmıyor değil, yetiyor muyum acabaları. Kendini üzme ve kızınla olan boş vakitlerinin tadını çıkarmaya bak diğer minnoş gelene dek :)
    Ve son olarak;

    Sen çok iyi bir annesin!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. boşluk pek hissettirmiyor sağolsun illa ki yaptıracak belki bebekten sonra daha çok vicdan azabı çekerim ama şimdi sadece beden azabı çekiyorum hehe

      Sil
  4. Tatlım an'da sıkıntı uzuntu içbir şey yoktur; An andır ona sıfat takan hikayeşleştiren bizleriz dolayısıyla malesef bu yazdığına ilk paragrafa katılamıyorum; An'da kalmak en iyisi ve doğrusudur kısıtlı farkındalıkla değil derin ve saf farkındalıkla bunun farkına varabiliriz ancak, o yüzden kişisel gelişim uzun bir yol.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yani ölüm hastalık gibi konularda dahi böyle olmalı diyorsun :) sen daha iyi bilirsin tabi bu konularda daha uzmansın

      Sil
  5. Birak moralin bozuk, kafan daginik olacagina evin daginik olsun Gece'cim!!!!


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) öyle de ev dağınıklığı neyse de kirliliği moral bozucu birinci sebep bazen :(

      Sil