2 Kasım 2022 Çarşamba

Kablo ve Elektrik Tesisati Gerektirmeyen Duvar Apliği

Kasım 02, 2022 3 Comments

 


Birkaç hafta önce salonumuzun duvarında bir yenileme yaptım. İnstagramda bunu adım adım paylaşmıştım. Yukarıdaki fotoğrafta görülen şimdiki son hali. Fakat henüz tamam değil. 


Biraz hızlıca bahsedeyim, duvara çıtalama işlemi uyguladım ve hepsini boyadım. Çıtalama ile yapılan dekorlar çok hoşuma gidiyor ancak benim başka açıdan daha bu işleme ihtiyacım vardı. Evimizin bütün odaları betonun üzerine hiç bir sıva ve alçı yapılmadan duvar kağıdı ile yapılmış ve bu kağıtlar boyanabilir olmasına rağmen tam 20 yıllık. Salondaki kağıtlar hala çok iyi durumda ancak bu duvarda sadece, neden bilmiyorum (belki yandaki bitişik evden ötürü) kağıtlar birleşme yerlerinden kabarmaya başlamıştı. Sadece o çizgi yerinden yani. Kağıtları komple söküp yenilemek çok zahmetli olacağından aklıma daha basit bir çözüm olarak çıtalama geldi. Tam kağıtların birleşme yerine dikey olarak çıtaları yapıştırdım ve boyadım. Hayal ettiğimden daha güzel oldu. 


Duvara tablo olarak ne türde bir tablo asacağımı da epey düşündüm ama hep içimde heves olan kurutulmuş kır çiçeklerini sergilemeye karar verdim. Topladığım çiçekleri gazete kağıtlarının arasına koyup halının altına koydum. Bir kaç günde hazır oluyorlar.


Ve tabi bu tabloların yanına iki aplik istiyorum. Fakat gördüğünüz üzere elektrik tesisatı yok ve sarkan bir kablo olursa bunu saklayacak imkanım yok. Bu yüzden acaba kablo gerektirmeyen, duvara basitçe monte edilebilen lambalar var mı diye araştırmaya başladım. 

Varmış. Ilk önce şu ürünü gördüm. Duvara metal bir parça yapıştırılıyor ve ona mıknatısla tutunuyor. Arada çıkarıp, yada çıkarmadan usb kablo ile şarj oluyor. Tek hoşuma gitmeyen yanı tasarımın evin dekoruna uymamasıydı. Bir de sonradan araştırdıkça farkettim, bu lambanın maksimum ışık verdiğinde bile gücü oldukça az, daha çok gece lambası için ideal.



Daha sonra şu modelleri buldum. Yine şarj edilebiliyor ve mıknatısla yapışıyor.





Bunlardan hemen üstteki aydınlatma gücü açısından çok tatmin ediciydi. Fakat yine tasarımı bir türlü içime sinmedi. Duvarımız için çok modern görünüyor. 

En sonunda aşağıdaki dümdüz yuvarlak lambayı aldım. Diyeceksiniz ki e bu daha da modern hiç uymayacak, haklısınız. 

Ama mesela bu dümdüz yuvarlaklar da çok hoş duruyor. 


Sonra aklıma geldi, madem istediğim tasarımda bir lamba bulamıyorum, böyle düz yuvarlaklar üzerine istediğim tasarımda bir lamba şapkası bulurum. Ya da yaparım…Mesela aşağıdakiler gibi…





Devam edecek…


19 Ağustos 2022 Cuma

Bahçe Hayali

Ağustos 19, 2022 14 Comments

Upuzun bir aradan sonra merhaba.

Anlatacak çok şeyler birikti tabi ama şimdi en baştan anlatmak zor, sondan başlayalım yavaş yavaş ilerleriz kısmetse… 

Yıllar önce sanıyorum daha kızım bebekken zeytinliklerin imara açılması projeleri kalbimi yaralamış, o zamanlar gönlümden zeytinlik sahibi olmayı geçirmiştim. Gerçi o zamandan sonra tekrar benzer talan haberleri çıkmış ve toplumsal olarak duyarlılığımız azalmış gibi görünüyordu ama benim kalbimdeki heves hiç geçmedi. Eşim son 3-5 yıldır sahibinden.com üzerinden sistematik olarak arsa/zeytinlik ilanlarını tarıyordu. 

İlk başta istanbula çok uzak olmayan ve bozcaada sevdamız yüzünden bozcaadaya ara sıra kaçabileceğimiz mesafelere bakmıştık. Sonra neredeyse tüm ege kıyılarını taradı. Fakat bir türlü uygun bir ilan bulamadık. Ya bizim baktığımız dönemlere denk gelmedi, ya denize çok uzaktı vs… Geçen yaz karşısına bir ilan çıkmıştı. Aslında hiç düşünmediğimiz bir bölge olmasına rağmen neden olmasın dedik ve Edirne’nin Enez ilçesinde istediğimiz standartlara uygun bir arsamız oluverdi. Gerçekten olay çok hızlı gelişti, hatta Türkiye’den Hollanda’ya dönmek üzereydik ve vekalet ile emlakçı yaptı işlemlerimizi. Enez lokasyon olarak da hoşumuza gitti çünkü Yunanistan’a çok yakın ve İstanbul’a aşırı uzak değil. Daha tam araştırmadım ama varsa Yunanistan’a uçakla gelip oradan geçmek de mümkün olabilir. Ara sıra da gezmeye gidebiliriz. Ayrıca birkaç gündür test ettiğim üzere tam sevdiğimiz gibi, geniş kumsallı, berrak ve hiç de soğuk olmayan (soğuk olmayan bir ege denizi parçasının var olması inanılmaz bişey) bir denizi varmış💙

Zaman içinde zeytinlik hayalim biraz daha evrilmişti tabi, hem zeytin hem meyve ağaçları olsun, içine bir evcik konduralım ve mümkünse havuzu da olsun (çocukların hayali)🙃 Tabi bu durumda bahçemiz biraz ufalacak fakat belki ilerleyen zamanlarda civarında başka bir arazi bulup daha çok ekip biçme imkanımız da olur, kim bilir?  



Ben bahçeyi hiç görmediğim için bu yaz tatilinin bir kısmını Enez’de geçirelim, hem görelim hem birkaç ağaç ekelim istedik. Ne yazık ki bırakıp gideceğimiz için ilk etapta nispeten dayanıklı ağaçları seçtik, dualarla, niyetlerle, konuşa konuşa ekip, doğa anaya emanet ettik. 


Ağaç almak için Keşan Orman Fidanlık Şefliği’ne gitmiştik. Maalesef orada sadece orman ağaçları varmış. Görünce hepsini istiyor insan ancak sınırlı alan sebebiyle birkaç tane aldık. Şu üst resimdeki minnaklar mavi servi, hayali planımızda havuzun kenarına dikildi 3 adet. Hem yaz kış yaprak dökmüyor, hem de mis gibi kokuyor. Görünüşü zaten efsane. Buna renk olarak benzeyen mavi çam ağacına göre çok daha hızlı büyüyormuş, çam çok yavaş büyürmüş. 



Çınaraltı kahvelerindeki ulu çınarlara hep hayran olmuşumdur. Onların gölgesi gibi gölge yok bence. “Bahçenin bir köşesinde çınar olsa, altında minik bir kamelya ne güzel oturulur” hayali için de bir adet çınar aldım. Diğer orman ağaçlarımız ise sonbaharda kıpkırmızı yapraklarına hayran olduğum akçaağaç ve orada görünce dayanamayıp aldığım mabet ağacı oldu. 



Mabet ağacına olan hayranlığımı bir kaç ay önce instagramda yazmıştım ve hatta daha sonra eşim arayıp tarayıp (her yerde bulunmuyordu) ,hollandadaki bahçemize bir tane almıştı. 




Meyve ağaçları almak için ise özel başka bir fidanlığa gittik. Bahçede neredeyse tüm meyve ağaçlarının bulunmasını arzu ediyorum ancak şimdi bırakıp gideceğiz diye, dayanıklılığından ötürü zeytin ve badem, bir de nispeten büyük ve epey köklenmiş olan bir kiraz ağacı aldık. Meyve ağaçlarımıza annem ve ablam sponsor oldu, biz de onların adını verdik. Ananenin kirazı, (rahmetli babam için) dedenin bademi, teyzenin zeytinleri bol bereketli olsun inşallah. 

Sıcakta ağaçları dikerken eşimle epey bi yanmışız ama çok tatlı bir yorgunluktu. Şimdi hollandaya dönünce merak edeceklerim arasına, sevdiklerimizden başka bir de ağaçlarımız eklendi.

Güzel güzel büyüyün emi 🙏🏼

4 Şubat 2022 Cuma

2021/2022 Kışı

Şubat 04, 2022 5 Comments
- 28 Kasım’da eşimin babannesini kaybettik. Bu tarihten yaklaşık bir ay önce hastaneye yattığı için, o süre hep tedirgin bekleyişlerle geçti. 

 - Hemen ardından hollanda 3 haftalık bir kısmi kapanmaya girdi. Restoran ve cafeler , spor salonları sadece 5 e kadar açık. Çok dışarda yiyen bir aile değiliz ama ara sıra evden uzaklaşmak iyi oluyor. Saat 5 e kadar olunca hafta içi iş/okul, hafta sonu kalabalık diye pek mümkün olmadı. Kızım spor yaptığı için spor salonlarının erken kapanması onu çok etkiledi. Çünkü çoğunlukla çalışmaları 4,5-5 ten sonra başlıyor. Yer bulduysalar erken saatte (çünkü spor salonları farklı kulüpler için önceden kiralanmış oluyor), bulamadıysalar soğukta dışarda veya online yaptılar. 

 - 3 hafta dolmuştu ki bu sefer ardından 3 haftalık (yada 4 -şimdi tam emin değilim tarihlerden) tam kapanma başladı. Okulların 2 haftalık noel tatili bir hafta erkene alınarak 3 haftaya çıkarıldı. Tam kapanmada market/eczaneler ve zorunlu işyerleri hariç her yer kapanıyor. Restoranlar sadece take away veya eve teslim yapıyor. Bizi ise başka bir sürpriz bekliyordu. Okulun tatil olduğu günün ertesindeki gün, covidin evimize girdiğini anladık. İki hafta hep evdeydik. Bu sürede spor salonları tam kapalıydı tabi. Kızım pozitif olmadığı zamanlarda online veya dışarda jimnastiğine devam etti. 

 - Yılbaşı gününden itibaren, önceden planladığımız 4 günlük mini tatili yaptık. Hollanda içinde ama Almanya sınırına 5 dakikaydı. Hollanda’da her yer kapalı ama Almanya’da hayat devam ediyordu. Bir kaç gün almanya tarafına geçtik ve o anlar bunalmış bize çok iyi geldi.

 - 31 aralıkta halamın eşi olan eniştemi, 5 ocakta teyzemin eşi olan eniştemi kaybettik. Onların da son bir kaç haftası hastanede geçmişti ve her gün umutlarla bekleyiş/dua/endişe karışık geçmişti.

 - Tatil bitti okullar 10 ocakta açıldı. Fakat lock down 14 ocaga kadar devam edecekti. O hafta çocuklar okula sorunsuz gitti. Fakat sayılar hızla artıyordu ve insanlar tatilde başka yerlere (özellikle kayak yapmaya) gitmişti. 31 aralıkta doğum günü olan bir arkadaşım da bir kaç gün önce türkiyedeki teyzesinin cenazesine gitmiş doğum gününde dönmüştü. Kendi aramızda doğum günlerini es geçmiyoruz ama bu yıl hepimizin ayrıca bir buluşmaya çok ihtiyacı vardı. Haftalardır görüşmemiştik ve çok bunalmıştık.

 - 11 ocak’ta yakın bir otele rezervasyon yaptık. Otelin restoranları da kapalı ama oda servisi yapıyorlar ve o gece akşam yemeği, otelde konaklama ve sabah kahvaltısı paketi alıp bir gecelik kız kıza bir kaçamak yaptık. Nasıl iyi geldi. Benim için bu ayrıca bir dönüm noktasıydı ve çocuklar doğduğundan itibaren (kızım 10 yasında olacak martta) ilk defa onlardan ayrı bir yerde uyudum. Eve 5 dakikaydı ama olsun :)) Bu planı yaparken acaba lock down haftaya biteceği için beklesek, sonra standart bir restoranda mı yapsak diye düşünmüştük. Fakat iç sesim hayır diyordu iyi ki de ertelememişiz. 

- 13 ocakta oğlumun 18 ocakta eşimin doğum günlerini kendi aramızda evde kutladık. Oğlumun çok istediği partiyi ne zaman yapabiliriz henüz bilemiyorum.

- Sonraki hafta olan oldu(17 ocak ile başlayan hafta). Okullar resmen coştu. Salı günü kızımın sınıfı perşembe günü oğlumun sınıfı karantinaya girdi. O zamanki kurala göre sınıfta 3 çocuk pozitif ise karantina geliyordu. Aynı hafta içinde otele birlikte gittiğimiz hatta doğum günü olan arkadaşlarımın çocuklarının sınıfları da kapandı. Kapanmadan 4-5 gün sonra onların çocuklarında da çıktı ve covid tüm aile üyelerini sırayla dolaştı. Doğum günü olan arkadaşımın süreci yeni bitti, bir diğerinin bebeği hasta şuan, bir diğerinin evine ise yeni girdi henüz dün çocuğu pozitif çıktı.

 - Bizim çocukların sınıflarının kapanmasının ardından dersler bir süre online devam etti. Fakat hollanda genelinde o kadar çok okul/sınıf kapanmış ki kuralları yeniden güncellediler.24 ocaktan itibaren sınıf karantinası kalktı. Sadece pozitif olanlar evde, negatif olanlar okula gidebilir şeklinde değişti. Okul 6. sınıf ve yukarısına ücretsiz test dağıtıyor. 

 - O hafta maalesef oğlum okula başlayamadı çünkü üç öğretmeninin üçü de ve sınıfta 15 kadar öğrenci pozitifti. Sadece cuma günü tekrar başlayabildiler o da sınıfın yarısı ile.

 - Kızımın sınıfında ise çarşambadan (26 ocak) itibaren çocuklardan tekrar pozitif haberi gelmeye başladı. 15-16 çocuk aynı anda pozitif ve evde. Geçen haftanın devamında ve bu hafta boyunca kızımın sınıfının yarısı yok şu snda 14 çocuk pozitif). Oğlumun sınıfında ise çoğu çocuk atlattı ve bu hafta sınıf full olmasa da dolu. 

- Bir kaç gün önce hollandada günlük vaka sayıları +120bin kaydedildi. Bu güne kadarki en yüksek sayı ama hastaneler yoğun değil.

 - 14 ocakta biten lock down un ardından kademeli olarak açılmalar başladı. Önce mağazalar (5 e kadar) ve restoran, spor salonları açıldı. Dün itibariyle de gece kulüpleri açılmış. Artık her yer açık diyebiliriz. Müzeler de açıldı ki buna çok sevindik. 

 - Daha korona başlamadan önce her birimize müze kart almıştık ve fırsat buldukça geziyorduk. Normalde 1 yıl geçerli olan kart, korona döneminde müzelerin resmen kapalı olduğu tarihleri üzerlerine eklemek suretiyle süreleri uzatıldı. 2019 haziranında aldığımız kartın son kullanma süresi Mart 2022 oldu. Ne kadar uzun süre kapalı kalmış :(

 - Bu süre zarfında, kendimden ve arkadaşlarımdan, diğer velilerden edindiğim bilgilere göre, pozitif çıkan birisiyle kontak olduğunda, sizde de çıkması için 6-7 gün geçiyor (resmen 5. gün diyorlar ama beşinci gün negatif olup altıncı gün pozitife dönen çok oldu). 

 - Omicron kimi kişilerde semptom göstermiyor bu yüzden takibi zor ama yine de bulaştırıyor, çocuklardan yetişkinlere çok çabuk geçiyor.

 - Ancak üç aşılı olup ağır geçirenler de olabiliyor. Çocukların çoğunluğu hafif atlatıyor ama yüksek ateş, halsizlik (1-2 gün yatırma) ve boğaz ağrısı çekenler de var. 

- Genelde bir eve girince sırayla herkesi dolaşıyor, evdeki diğer kişilerde hastalığın çıkma zamanı 3-7 gün arası değişiyor. 

- Burada hızlı testlere rahat ulaştığımız için neredeyse her gün test yapıp durumu takip etme şansımız oluyor. Bu selftestlerin duyarlı olup olmadığı konusunda hep şüphe duyuyorduk ama öğrendik ki pozitif isen resmen ŞAK diye çıkıyormuş. Çoğunlukla iyi iş görüyor. Bir eve korona girdiğinde 20-30 civarı test harcanıyor 😥

 - Sanıyorum ki şubat ayı bu şekilde geçecek ve mart geldiğinde nüfusun büyük çoğunluğu geçirmiş olacak. 

-31 ocakta istanbulda 22 yaşındaki yeğenim aniden apandist ameliyatı oldu. O gün çok zor geçti, neyse ki şimdi oldukça iyi🙏🏼

 - Bu kış nasıl geçmiş not olsun istedim.